Seçimde örgütlü, organize bir hırsızlık yapıldı.
Öylesine büyük tezgâh kurulmuş ki sadece İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı üzerinde odaklanıp çalışma yürütmüşler.
Toplam oyların yüzde 10’una tekabül eden sandıkların ve geçersiz
oyların yeniden sayımında İmamoğlu ile Yıldırım arasındaki oy
farkıeğer 29 binden 12 bine gerilemişse, bu bile tek
başına hırsızlığın ve yolsuzluğun deliliydi zaten.
Oyların tamamı en başta yapılan itiraz neticesi sayılabilseydi,
zaten farkın çoktan kapanıp açık ara Binali Yıldırım’ı öne
geçirmesi işten bile değildi.
Hırsızlık ve hile yapılmamış olsaydı Binali Yıldırım seçimi
net bir farkla kazanmış olacaktı.
Baştan beri hep bunu söyledim.
İşin ilginç yanı CHP mahfilleri ve Ekrem
İmamoğlu sürekli olarak aynı şeyi tekrarlayıp durdular.
Evet, fark 15 bin kapandı ama sonucu etkilemiyor.
Evet, geçersiz oyların sayımında usulsüzlükler var ama sonucu
etkilemiyor.
Evet, birleştirme tutanaklarında birtakım kaydırmalar yapılmış ama
sonucu etkilemiyor.
Evet, zihinsel engelliler, ölüler, kısıtlı ve hükümlüler yerine 776
oy kullanılmış ama sonucu etkilemiyor.
Evet, kanunun açık hükmüne rağmen sandık başkanı ve sandık
görevlisi olarak kamu görevlileri dışında dışarıdan 19 bin 932 kişi
atanmış sonucu etkilemiyor.
Kısaca demek istediler ki;
Evet, hırsızlık, yolsuzluk, sahtekârlık yapıldı ama sonucu
etkilemiyor, İmamoğlu başkan.
MESELENİN SİYASİ TARAFI