Çok zengin bir sanat geçmişi var Ataol Behramoğlu’nun.
Şu anda 80 yaşında ve geride dolu dolu yaşanmış bir hayat ve sosyalist bir mazi var. Uluslararası ödüller, yurt dışında öğrenim ve komünist partilerin verdiği destekler.
İnsanların kaderini biraz da öğrenimleri belirliyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1966 yılında mezun oldu. 1962'de üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) örgütlenme çalışmalarına katıldı.
Kendisiyle iki kere karşılaşmışlığım var. İlk önce Barış Derneği’yle geçmiş yıllarda Kuşadası’ndaki Öküz Mehmet Paşa Hanı’nda yapılan uluslararası bir toplantıya giderken tanıdım. O vakit de ünlü sayılırdı. Ben aynı derneğin öğrenciliğimiz nedeniyle alt grup çalışmalarına katılan çömez bir üyesiydim. Müteveffa Emekli Büyükelçi Mahmut Dikerdem’in Başkanı olduğu, merkezi Moskova’da olan Uluslararası Barış Derneği’nin şubesiydi. O yolculukta kendisinden bir şiir okuması istendiğini hatırlıyorum. İsmi halen aklımda; “Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum’’ adlı şiirdi. Şiirin içinde sık sık geçen bu cümlenin kendine has bir müziği vardı ve ilgimi çekmişti. İstanbul’a dönüşte şiir kitaplarından birini aldım. Sonra da pek takip etmedim. Sebebi sadece benimle ilgili. Bazı şairler sizin şairiniz değildir hani, o türden.
Ama tabii biyografisini okuduğunuzda siz de takdir edeceksiniz ki çok başarılı bir sanat kariyeri var ortada.
1972'de gittiği Moskova’da yaklaşık iki yıl kaldı. Bu dönemde Moskova Devlet Üniversitesi'nde stajyer olarak Rus Edebiyatı üzerine çalıştı. Eşi de Rus asıllı Ludmila Denisenko’ydu.