Show TV’de yayınlanan diziyi ilk bölümünden itibaren izliyorum.
Dindar ve seküler iki ailenin bir evlilikle ortaya çıkan çatışmalarını, anlaşmazlıklarını, aşkları, entrikaları, kötülükleri, iyilikleri ve olumsuzlukları anlatmayı amaçlayan bir proje olarak başlamış.
Senarist Melis Civelek ile Gold film ekibi güçlü bir dramatizasyon ve olay örgüsüyle buna cesaret ederek bence büyük bir tabuyu sarstılar.
Dizi, dindar ve zengin Ünal ailesinin oğlu Fatih ile seküler ve hali vakti hayli yerinde olan Arslan ailesinin kızı Doğa’nın büyük bir aşkla birbirlerine bağlanması, üstelik Doğa’nın hamile kalıp alelacele evlenerek kocasının evine yerleşmesiyle başlıyor.
Doğa’nın annesi Kıvılcım Hanım mağazalarda karşılaştığı tesettürlü kadınlara “Bunlar da her yerde” diye sataşacak kadar sekter bir laikçi, Fatih’in annesi Pembe Hanım da kocasını korku sopası gibi göstererek evinde her istediğini yaptıran, tesettürlü, gelenekçi, entrikacı ve tabii dindar bir kadın.
Her iki tarafın da kocaları, eski kocaları, babaları, anneleri, anneanneleri, kardeşleri, kız kardeşleri ve tanıdıkları var.