Geçen hafta arayan K24 kanalının muhabiri, Başbakan Neçirvan
Barzani başkanlığında bir parlamento heyetinin Ankara'ya geleceğini
ve randevu beklediğini belirterek “Siz bu konuda ne düşünürsünüz?”
diye beni canlı yayına bağlamak istedi.
Bağlandım tabii ama önce gerekli bilgileri onlardan alarak.
Durum şu.
Neçirvan Barzani başkanlığındaki heyet önce Bağdat, ardından Tahran
ve son olarak da Ankara'ya gelerek referandum konusunda bu üç
ülkeyi ikna etmeye çalışacakmış. Kendilerinin bir tehdit
olmadığını, bunu şimdiye dek kurdukları ilişkilerle ispat
ettiklerini, bundan sonra da değişen hiçbir şey olmayacağını
belirterek garanti verecekler, ardından da üç ülkeden destek
isteyeceklermiş.
Heyette parlamentoda vekili bulunan tüm siyasal partilerden birer
resmî temsilci bulunacakmış. Gerçi bir takım karanlık güçlerin
desteklediği Goran şimdiden arıza verdi bile.
Onların yerine İran ve Rusya'nın genelkurmay başkanları Ankara'ya
geldiler. Durum ciddi. Sanmayın ki gündemde salt referandum var.
Asıl meselenin ne olduğunu çok yakında göreceksiniz. Ufaktan
başladı bile. İdlib'i filan hatırlayın.
Yine referandum meselesine dönelim.
İran bu konuda tepkili. Görünürde mi yoksa laf olsun diye mi
bilemiyorum. Acemlere pek akıl sır ermez. FETÖ'cüler kadar
şeytanidir onlar da.
İsrail Başbakanı Netanyahu ise referandum kararını alkışlayarak
karşıladı. Buradan pay biçin.
Türkiye'nin tutumu malum. Referanduma karşı. Yersiz, zamansız ve
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın tanımıyla hiç istişare yapılmadan
alınmış bir karar.
Anahtar sözcük istişare.