Çok şatafatlı bir laf doğrusu:
“Gençler öleceğine biz ölelim” demişsiniz ve “ölüm orucuna” yatacağınızı açıklamışsınız.
Ama şu “her iki tarafa” da silah bırakma çağrınız hiç iyi olmadı. Bu taraflardan birinin devletin meşru güçleri, diğerinin de gayri meşru ve terörist militanları olduğunu artık bir parlamenter olarak biliyor olmalıydınız.
Bu bir.
“Ölüm orucu”na gelince.
Aslında umutluyduk sizden.
PKK aylardır ülkeyi kan gölüne çevirirken, mayınlar patlarken, polise ve askere kanlı pusular kurulurken, uyuyan polisler, alışveriş yapan askerler enselerinden kurşunlanırken, Diyarbakırlı garson, minibüste giden Makbule Teyze öldürülürken bir çift lafınızı bekledik ilaç niyetine. Nice yazar size seslendi, “Konuşun” diye.
Ama sustunuz…
Bu yüzden “Ölüm Orucu”nuzun bir hükmü yok Leyla hanım.
Şimdi Cizre’de özyönetim ilan edip kenti ele geçirmeye çalışırken duruma el koyan güvenlik kuvvetlerinin kuşatması karşısında sıkışan YPG’li teröristleri kurtarmaya çalışmaktasınız.
Biliyorum, mecbursunuz. Bu etnik-milliyetçi yapı, partizanlığını hümanist söylemlerle kamufle etmek için sizi kullanmak istiyor ve sizi sıkıştırıyor. Belki de “Tayyip Erdoğan ve Emine hanım sizi sever” dediler…
Anlıyorum.
Madem öyle başlayın “orucu”nuza ama bence akşamına “iftarı” yapın, bitirin.
Erdoğan ismi artık bir blue jean markası gibi oldu