Ülkelerarası güç mücadelesi sadece gelişmişlik düzeyleri ya da
sahip olunan silahlar ve asker sayıları ile yürütülmüyor. En son
örneğini Brüksel’deki NATO zirvesinde gördüğümüz üzere uluslararası
toplantılarda liderlerin beden dilleri ve sembolik davranışlarıyla
ambalajlanarak da devam ediyor.
Trump’ın el sıkışma biçiminden söz ediyorum.
ABD Başkanı yine yapacağını yaptı ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel
Macron’u önce bir yakaladı, sonra da güçlü bir el ense hareketiyle
kendine doğru çekti. Neye uğradığını şaşıran Macron bir eli
Trump’ta, diğeri ABD Başkanı’nın ceketinin üzerinde, âdeta küçük ve
korunmaya muhtaç bir çocuk portresi çizdi. Macron’un bu hâlini aynı
şekilde Tayyip Erdoğan ile el sıkışırken de gördük. Boşta kalan eli
muhatabının ceketinin üzerinde.
Fotoğraflara yansıyan bu acziyet, daha 15 yaşında kendinden 24 yaş
büyük olan öğretmenine âşık olup onunla ne yapıp edip 30 yaşında
evlenen Macron ile ilgili soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
Zaten bir erkeğin kendinden bu kadar büyük bir kadınla bir arada
olmak istemesini “Şefkat arayışı, kırılganlık, anne kuzusu olma
hâli”ne bağlayanlar bunlara şimdi başka iddiaları da eklediler:
Fransa’da her cumhurbaşkanı daha Elysee sarayına geçer geçmez bir
kaçamakla teşhir edildiğine göre “Acaba Macron’un kaçamağı bir
erkek olabilir mi?” sorusunu yöneltenler hiç de az değil. Olmayacak
şey değil. Fransızların normal bulduğu bu skandalların üzerine bir
tek mor tüy dikilmemişti, o da tamamlanır böylece.