Nasıl mı?
Lafı hiç dolandırmadan söylüyorum.
Ekrem İmamoğlu, diğer vahim delilleri bir kenara bırakalım, rakip
aday ile aralarındaki farkın 17 bin azalmasının bile seçimi
sakatlayan başat faktör olduğunu kabul edip “Ortada böyle bir
usulsüzlük, rakip adayın ve ona oy verenlerin kafasında şüphe varsa
ben kendimi, seçimin galibi sayamam. SEÇİMLERİN YENİLENMESİNİ asıl
ben talep ediyorum” açıklamasını yaptığı takdirde tarihe geçer
ve bu şaibeyle ne kendisinin ne de partisinin hiçbir ilgisinin
olmadığını ispat eder.
Gaz vermek ya da oyuna getirmek için değil, samimi bir tavsiye
olarak dillendiriyorum bunu.
Tarih böyle zamanlarda, böyle adımlar atılarak yazılır. Ekrem
İmamoğlu daha fazla didişmektense bu açıklamayı yaparak,
yenilenecek seçime de büyük bir avantajla girer. Hem
kendisi, hem de partisinin itibarını artırır.
Seçimin bittiği saatten başlayarak izlediği “Mazbatamı
isterim” söylemi etrafında şekillenen taktik, en azından
halkın yarısının gözünde sevimsiz ve itici bulundu. Bu satırlar
yazıldığında kendisinin mazbatayı almak üzere İl Seçim
Kuruluna gideceği haberleri geliyordu. Nihayet kavuşacak
ona.
Ama dediğim gibi, bu seçim, hileli ve şaibeli bir
seçim olarak tarihe geçecek. Ekrem İmamoğlu da böyle bir
seçimin Belediye Başkanı olarak anılacak.