Zaman geçtikçe ülkemize yaşatılan travmaların aktörleriyle ilgili yeni yeni bilgiler ediniyoruz.
FETÖ konusunda bunun çok örneğini görebiliyoruz. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin üzerinden neredeyse 10 yıl geçti. Bu darbeyi planlayanların, katılanların çoğu cezaevlerinde, kamudan on binlerce FETÖ’cü ihraç edilmiş durumda ve yine on binlercesi de firari ve yurtdışında.
Ama insanlar hâlâ yeni yeni konuşmaya cesaret edebiliyorlar, başlarına gelenleri yazabiliyorlar. Çünkü bu örgüt insanlar üzerinde öyle bir terör estirdi ki iş adamını sahte, yalana dolana dayalı belgelerle, şantajla susturdu, ordu mensubunu kurum içindeki mahrem imamların yaptığı operasyonlarla tehdit ederek, polisi sürgün ederek ya da iftira atarak. Gazetecilere ve yazarlara, sanatçılara sosyal medya ve ellerindeki medya enstrümanlarıyla saldırarak, onları itibarsızlaştırmaya çalışarak sürdürdüler alçakça faaliyetlerini.
Ama ilginçtir, tüm bunların üzerine, durmaksızın cezaevinde olanların masum olduğunu iddia edenler var ki onları şaşkınlıkla izliyorum. Misal Akın Öztürk. Aslında Atatürkçü ve milliyetçiymiş, hiç örgütle ilişkisi yokmuş filan.
Önceki gün elime bir mektup ulaştı.
Gönderen Yusuf Demirel adlı kişi.