Böylesine sert bir açıklamayı beklemediğimi yazmıştım. Çünkü gidişatın doğasına aykırıydı. Günün sonunda bir tartışma çıkacaktı ama bu sanki bir bardak suda koparılan fırtınaya benziyordu.
Dün sabah iki gündür kafamı kurcalayan meselenin aslını faslını öğrendim. Bu iş bir Meral Akşener prodüksiyonu değil. Hele parti içinde sesi yüksek çıkan ama parti tabanındaki karşılığı yalnızca yüzde 20 olan ülkücü kesim de değil işin içinde olan. Onlar zaten ötesini berisini düşünmeden masayı devirme taraftarı. Meral Akşener sanki onların isteğini yerine getiriyormuş gibi yaparak gerçekte Ajans’ın senaryosunu devreye soktu.
Çünkü tüm olumsuz koşullara ve çakma kamuoyu araştırmalarına rağmen seçimleri kazanamayacaklarını net biçimde gördüler.
Senaryonun ilk aşaması Altılı Masa ile ipleri sert biçimde tamamen koparmak ve HDP oylarını masanın geri kalanında konsolide ederek Kemal Kılıçdaroğlu’nun güçlü biçimde desteklenmesine zemin hazırlamaktı.
Akşener bu kamikaze dalışıyla nefret objesi olmayı da göze aldı. Misal CHP yandaşı bazı ekran yüzleri ve gazeteciler öylesine tepkiliydi ki suçlamalarda kantarın topuzu iyice kaçtı. Piyanist Fazıl Say Kemal beye seslenerek “Sifonu çek gitsin” diye yazdı.
Ne ayıp!