Uluslararası Af Örgütü Türkiye
Şubesi Basın Koordinatörü Beril
Eski, FETÖ soruşturmasından tutuklu bulunan ve
geçenlerde Anayasa Mahkemesinin “hak
ihlali” başvurusunu reddettiği gazeteci
yazar Nazlı Ilıcak’tan gelen bir
mektubu gönderdi bana.
Beril Eski’ye “Böyle
mektup gönderen başkaları da var mı görüştükleriniz
arasında?” diye sordum. Varmış. Ziyaret ettiklerinden
böyle mektuplar alıyormuş. Onları da gönderdi ama yalnızca Nazlı
Ilıcak’ınki diğerlerinden farklı, bildik klişelerden,
sloganlardan uzak bir mektuptu.
Kendisinin haber ve yazı konusu ile ilgili koku alma
yeteneğini bilen biri olarak aslında
şaşırmadım.
Evet, Nazlı
Ilıcak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TÜRKİYE
İTTİFAKI söyleminden yola çıkarak çok ilginç bir
mektup kaleme almıştı.
Aynen yayınlıyor ve yorumu da
size bırakıyorum:
Türkiye iyi ise ben
de iyiyim
Artık Türkiye’nin barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye ittifakı” söylemi, bu yolu açabilir.
Ben, bu çağrıya, bu çağrının samimiyetine inanmayı tercih ediyorum.
Ayrıca, Adalet Bakanlığında reform çalışmaları yapıldığını duyuyoruz. Bakanlık, karşı görüşteki birçok gazetecinin fikrini de almış. Özellikle terör tanımının, keyfîlik ve aşırılığa son verecek şekilde yeniden yapılması, kapsamının daraltılması gerekiyor.
Üzüldüğüm bir noktayı da belirteyim. Muhalif çizgide bulunan birçok gazeteci, sadece kendilerine yakın gördüklerini savunuyor; sempati duymadıkları ya da tanımadıkları isimlere karşı duyarsızlar. Ben buna “kendine demokrat” diyorum. Ucu kendine ya da grubuna dokunduğunda feryat ediyor.
Artık Türkiye’nin barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye ittifakı” söylemi, bu yolu açabilir.
Ben, bu çağrıya, bu çağrının samimiyetine inanmayı tercih ediyorum.
Ayrıca, Adalet Bakanlığında reform çalışmaları yapıldığını duyuyoruz. Bakanlık, karşı görüşteki birçok gazetecinin fikrini de almış. Özellikle terör tanımının, keyfîlik ve aşırılığa son verecek şekilde yeniden yapılması, kapsamının daraltılması gerekiyor.
Üzüldüğüm bir noktayı da belirteyim. Muhalif çizgide bulunan birçok gazeteci, sadece kendilerine yakın gördüklerini savunuyor; sempati duymadıkları ya da tanımadıkları isimlere karşı duyarsızlar. Ben buna “kendine demokrat” diyorum. Ucu kendine ya da grubuna dokunduğunda feryat ediyor.
Özetle herkesin öz eleştiriye
ihtiyacı var. Ben cezaevinde kendi muhasebemi yaptım.
“Türkiye ittifakı” söylemini önemli buluyorum. Çünkü Türkiye iyi olunca hepimiz iyi olacağız.
Tek vatanımız var: Türkiye.
Tek çare: Hukukun üstünlüğü, bütün kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi.
“Türkiye ittifakı” söylemini önemli buluyorum. Çünkü Türkiye iyi olunca hepimiz iyi olacağız.
Tek vatanımız var: Türkiye.
Tek çare: Hukukun üstünlüğü, bütün kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi.