Bir “İlahtır, ilah değildir”
tartışması sürüp gidiyor.
Söylememiş kız böyle bir laf. “Bu
bir kıyamdır” demiş o kadar. Kalanı işgüzar polis memurlarının işi.
Onlar da ifade zaptına sanki alenen söylemiş gibi
geçirmişler. Emine Şahin bunu mahkemede
düzeltti ama yine de tutuklandı.
Mesele o değil. Emine
Şahin “Atatürk ilah değil” demediği
hâlde söylemiş gibi lafı alıp Twitter’dan hashtag
yapan hesap Florida’dan bir FETÖ’cü. Bu konuda en çok
paylaşım yapan da yurt dışındaki FETÖ’cü gerçek ve
fake hesaplar.
İlginç değil mi?
Bakın teker
teker heybelerinde ne varsa döküp
saçıyorlar ortaya. Amaç toplumdaki fay hatlarını kırmak, travmatik
dönüşümlere yol açabilecek kırılmalara sebep olmak. Sözün
özü FETÖ’nün uyuyan hücreleri tarafından desteklenecek
Kemalist bir askerî darbeye
zemin hazırlamak.
Nedir o fay hatları?
1-Suriyeliler. Önce başını İYİ
Partililerin çektiği Suriyelilere yönelik iftiralar
başlatıldı.
2-Ülkede yaşanan her olumsuz
olayın faturasını iktidara çıkarmak için özel yayın politikaları
oluşturdular. Bakınız; Fox tv ana haber bülteni,
Sözcü, Cumhuriyet vb.
3-Daha vurucu ve ayrıştırıcı
işlere ihtiyaç duyulmuş olmalı ki 6 sene önce kapatılmış
olan Öğrenci Andı dosyası Danıştay
eliyle açıldı. Hukuk perişanlığı bir gerekçeyle ülkede bayat bir
mesele yeniden alevlendirildi.
4-CHP’li Öztürk
Yılmaz “Türkçe ezan neden olmuyor” diye
tutturdu. Kılıçdaroğlu mütedeyyin kesimden oy almayı kafasına
koyduğu için Öztürk Yılmaz’ı
ihraç etti.
5-Derken 10 Kasım provokasyonları
geldi. Çarşaflı genç kız Emine Şahin’in
ardından bir başka çarşaflı kadın elinde
baltayla kendisini bekleyen DHA muhabirinin
çekimleriyle İstanbul’da, bir genç adam da
Adıyaman’da Atatürk heykellerine
saldırdılar.
6-Millî Eğitim Bakanlığının
Öğrenci Andı kararına yaptığı itirazın giriş bölümünde yer alan
ifadeler “Gel beni ve iktidarı buradan alabildiğine
vur” davetinden başka bir şey değildi.
7-Diyanet İşleri
Başkanı Ali Erbaş’ın Kadir Mısıroğlu’nu
ziyareti ise gerekli malzemeyi bol bol
verdi.
Tüm bu
sıraladıklarımızdan eğer bir ders çıkarılmıyor ve bu
olayların sistematik biçimde ülkemizdeki 15 Temmuz
ruhunu karartmayı, Türkiye’nin birliğine kastettiği
anlaşılmayıp gerekli önlemler
alınamıyorsa söyleyeceğim şudur:
2016 yılının Mart ve
Nisan aylarında yazıp uyardım dinlemediniz. Bir defa
daha fenersiz yakalanırsanız siz değil sadece, tüm millet perişan
olacak.