Referandum’dan çıkan yüzde 51.4’lük sonuç 2019 ve sonraki
başkanlık seçimlerine dair kaygıları daha da artırdı.
Önceki gün AK Parti kaynaklarından da açıklandığı üzere Evet oyu
yüzde 30’luk oranlardan alınarak bu seviyeye getirildi. Çünkü CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandum kampanyasının
başlarında düşük gerilimli kampanya yürütmesi söylediklerini daha
da işitilir kıldı. Kılıçdaroğlu tüm partili yetkililere de talimat
verip aynı şeyi söyletiyordu:
“Bizim meselemiz Erdoğan ile değil. Konu ülkenin geleceği. Ya
ceberut bir diktatör o makama oturur ve ülkeyi demir yumrukla
yönetirse, o zaman ne olacak?”
Bu sözler AK Parti tabanında hatırı sayılır bir çoğunluğun kafasına
çivi gibi çakıldı âdeta.
AK Partili tabanın yüzde 20’si Cumhurbaşkanlığı sistemine sıcak
bakmıyordu.
Bunu Referandum öncesi fark etmiştim. AK Parti ilçe
teşkilatlarından gelen şikâyetler arasında şu vardı:
“Hep zaten AK Partili olan kesimlere yönelik ev ziyaretleri
yapıyoruz. Hayırcıları unuttuk tamamen...”
Bunu önceki gün Medya Kritik’te söyleyince AK Parti İstanbul Kadın
Kolları Başkanı Avukat Şeyma Döğücü beni aradı ve “Dediğiniz doğru.
Evet kendi tabanımıza daha yoğun olarak ev ziyaretleri yaptık. Ama
bunun nedeni tabanımızın Cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda ikna
olmamasıydı. Kılıçdaroğlu’nun o sözleri çok etkili oldu” dedi.
KILIÇDAROĞLU’NUN GERİLİM SİYASETİ 'EVET'İ GETİRDİ
Teşkilat hayırcıları ihmal edip önce AK Partili tabanı ikna ederken
Kemal Kılıçdaroğlu aslına rücu ederek FETÖ dolduruşuyla soğukkanlı
ve barışçıl yaklaşımını terk etti. “Kontrollü darbe” zırvalıkları
ile AK Partili taban silkindi ve kendine geldi. Buna CHP’li
milletvekilleri (Deniz Baykal ve Hüsnü Bozkurt) de üzerine “Denize
dökme” muhabbetiyle tüy dikti. Ağzı bozuk Tuncay Özkan’ın
küfürlerini, Muharrem İnce’nin temyiz kudretine sahip olmayan bir
kişiliğe benzer tavırlarını, Selin Sayek Böke’nin ürkütücü
iticiliğini eklemiyorum bile.
Ama buna rağmen yüzde 48,6 çıktı hayır. Bu oranın majör gücü,
küresel-FETÖ destekli CHP. Arkasındaki vagonlar da HDP-PKK,
Akşenerciler, Saadet Partisi, Vatan Partisi, MHP’nin Bahçeli’yi
dinlemeyen Kemalist kesimleri, AK Parti’nin “Rahatsız şehirli
muhafazakârları” olarak