Erzurum’da bir yerel televizyon kanalı; Kar TV’nin muhabiri halka mikrofon uzatıyor. Karşılarında bildiğiniz Erzurum ahalisi.
Gencinden yaşlısına, çarşaflısından açığına, garsonundan kamyon şoförüne ve iş adamından, esnafa dek.
İlk soru: "Türkiye Rusya’dan özür dilemeli mi?"
Konuşmalardan anlıyoruz ki halk Rus uçağının neden düşürüldüğünü çok net biliyor. Verilen cevapların tamamında “Onlar sınırımızı ihlal ettiler, onlar özür dilesin. Kaç defa uyarıldılar” cümleleri var. Yüksek bir politik bilincin tezahürü olarak, dış siyaseti ilgilendiren bir meselede ortaya konan doğru çözümlemeleri, onların cümleleriyle dinlemek çok şaşırtıcı olabiliyor. Aslında buna artık şaşırmak değil şükretmek gerekiyor.
Denilecek ki hepsi AK Parti’li. Olabilir. Erzurum burası, yüzde 70 AK Parti’ye oy çıkıyor. Ne olmuş? İdeolojinin hüküm sürmediği bir hayat alanı var mı? Yok. Çünkü herhangi bir zihinsel işleyişin en basit yansımasında, hatta dilde bile bir dünya görüşünü hissedersiniz. Bu kötü bir şey midir? Nitekim Erzurumlu vatandaşlar olguları ve kavramları harmanlayarak eleştiri aşamasına geçmişler bile. Televizyon ve yoğun politik ortamla birlikte halkın dünyada olan biteni çok yakından izlemesinin sonucu bu. İnsanın bilinci, doğduğu ve yaşadığı çevreyle sınırlı kaldığı sürece kendi bireysel aydınlanmasını gerçekleştirebilmesi mümkün değil. Bu insanlar o sınırları çoktan aşıp bariyerleri kırmışlar belli ki.
"Peki, Rusya gazımızı keserse ne olacak?"
Röportajdaki en can alıcı diğer soru da bu.