MHP milletvekili
olarak Meclis Başkanlığı yaptığı sırada
tarafsızlığa dikkat etmesi, anaç tavırları nedeniyle sempatiyle
bakardım Meral Akşener’e.
Gözümüzde “Meral
Abla”ydı o.
2016 yılının başından
itibaren “Meral Abla”nın içinden âdeta
bir “Uyuyan hücre elemanı” çıktı.
Partisini ele geçirmek üzere örgütlenen, MHP’yi içeriden bölebilmek
için tüm ümidini FETÖ’cü hâkimlere bağlayıp,
umduğunu bulamayınca da tellere sarılan, hatta onu engellemek
isteyen kocasını kovacak denli gözlerini
hırs bürüyen bir “Siyasi” kimlik.
Beceremeyince parti kurdu ve
FETÖ’cü darbecilerin “Yurtta sulh, cihanda
sulh” sloganıyla meydanları gezdi. Sanki birileri onu
yeniden formatlamıştı. Papağan gibi “Ben başbakan
olacağım” diyor, tutuklanan FETÖ’cü
emniyet mensupları bırakılmadığı takdirde hesabının
sorulacağını belirterek Erdoğan’ı tehdit
ediyordu. Başbakan’a haşhaşi sözünden
dolayı yine tuhaf sübliminal mesajlar gönderiyordu.
24 Haziran’da büyük bir hayal
kırıklığı yaşadı. Bu arada önemli isimler teker teker
ayrıldı. Partinin içinden bir sürü FETÖ’cü çıktı ve
tutuklandı.
Ona yeniden şans
verdiler, partini toparla diye. Akşener
de en kolay yolu seçti. Eski yöntemle MHP lideri
Devlet Bahçeli’ye saldırdı. Daha önce neler dememişti
ki? Kısa bir Google taramasıyla bulduklarım:
“Erkeklikten,
adamlıktan uzak”, “Eylemsiz
doçent”, “Saray
yancısı”, “Erdoğan ile Bahçeli arasında
efendi-köle ilişkisi var”, “Ben adama pabuç
bırakmam”, “Adamın alnını
karışlarım”, “Dünyayı size dar
ederim”, “Fındık fıstık yiyip saray yancılığı
yapıyor...”
Belaltı ve
bir “hanımefendi”ye yakışmayacak provokatif
sözler. Tabii ki bunları söylerken en sonunda
Bahçeli’deki istiap haddini
dolduracağını umuyordu. Salı günkü grup
konuşmasıyla bunu becerdi.
Önceki gün MHP
liderinin “Bu hanımefendiye son ihtarım, bölmek ve
yok etmek istediğin MHP’ye karşı sinir ve sınırları ihlal eden
vandal tutumuna devam edersen sonuçlarına katlanmak zorunda
kalırsın. Demedi deme, büyük lafı dinle!" sözünü
işitir işitmez “Eyvah! Meral Akşener amacına
ulaştı” dedim.
Nitekim önüne gelen
altın pası derhâl gole çevirip hiç vakit kaybetmeden
tweetini attı:
"Türklüğü ayaklar altına
alıp, megri megri ile gözyaşı dökenlere paspas olurken hangi
'büyüğünüzün' sözünü dinlediniz Sayın @dbdevletbahceli?
Bahsettiğiniz sonuçları merakla bekliyorum."
Ardından da o
bayatlamış “Demirden korksak trene
binmezdik” sakızını yazıp İyi
Parti’nin Ankara'daki açık
adresini yayınladı. Çünkü
Bahçeli’nin sözündeki “sonuçlarına
katlanırsın” lafını kimsenin “Hukuki
yollara başvurma ya da seçim meydanlarında dersini
alma” olarak yorumlamayacağından emindi. Bu konuda
FETÖ’cü troller ona yeterince yardım ediyordu sosyal
medyada.
Meral Akşener bir ergen
atarıyla Ankara adresli bu tweet’i attıktan sonra
tuhaftır İstanbul'daki evine gidip beklemeye başladı. Belki de
kulağına “Misafirleriniz gelecek” diye
üflenmişti.
Nitekim beklenen misafirler
göründü.
“Ülkücüler” evinin önünde
Akşener’i protesto ediyordu. Meral hanım da pencereye çıkmış, Türk
dizilerindeki çakma “Hanımağa” edasıyla
ve “lanlı lunlu” hitaplarla
karşısındakileri kışkırtmaya çalışıyordu. Bunu biliyoruz çünkü
birileri önceden pozisyon almış, göstericilerin arkasından önünden
çekim yapmaktaydı. Kötü bir senaryo ile sahneye konmuş,
aceleyle kotarılmış, oyunculukları berbat bir
komedi izledik.
Ama ne gam, Akşener, dün gece tam
olarak istediği bu değilse de amacına ulaştı.
Peki, bu “Ülkücüler”i MHP
mi göndermişti?
Oraya gidenlerle partinin bir
ilgisi var mıydı?
MHP Teşkilat Başkanı
Semih Yalçın’ı arayıp sordum. Cevabı aynen
şöyle:
“Ben partinin teşkilat
başkanı olarak söylüyorum, bu grubun yaptığı
gösteriyle partimizin hiçbir ilgisi yoktur. Bana
inanın. Olsa söyleriz. Kaldı ki bir tepki gösterecek olsak yöntemi
bu olmaz. Bir kadının evinin önüne gidilir mi,
ayıptır. İl Başkanımla da konuştum, o da bundan
habersiz. Tahminim bu protestocular ya kendiliğinden Akşener’in,
partimize ve Genel Başkanımıza yönelik ağır sözlerine tepkiyle yola
çıkan bir ülkücü grup ya da aralarına Meral Akşener’in
tanıdığı bildiği isimlerin karışıp kışkırttığı bir
kalabalık. Zaten emniyet de biz de araştırıyoruz. Ama
Meral Akşener, son seçimlerde aldığı yenilgiden sonra partisini
toparlamaya, bizim üzerimizden 'Kınalı Yapıncak' edasında
mağduriyet devşirmeye çalışıyor. Sayın Genel Başkanımızın
‘sonuçlarına katlanacaktır’ sözünden neden yasal girişimler akla
gelmiyor da ‘tehdit’ algılanıyor?..”
Semih Yalçın bunu söyledi ve
arkasından MHP’nin Üsküdar İlçe Başkanı’nı görevden
aldığını öğrendik. 11 kişi de gözaltında. İşin kokusu
çıkar yakında.
Sonuçta şunu
söyleyeyim:
Akşener, Bahçeli’nin bir
anlık “iletişim hatası”nı değerlendirdi, MHP
Üsküdar ilçe teşkilatı içinde sebebi sonra ortaya çıkacak bir
zaaftan yararlandı ama bu tür çakallıklar siyasette
sürdürülebilir değil.
FETÖ bunu çok yaptı. Gerçek her
seferinde bumerang gibi suratlarına çarptı.
Yani demem o
ki, siyasette çakallığın sonu kurtların sofrasında
mama olarak biter.
Benden söylemesi...