Dün Cumhuriyet gazetesinin
manşetinde “İki Kambur” başlığı
vardı.
İlgili
“haber”de DEAŞ ve ÖSO (şimdiki adı
Suriye Millî Ordusu-SMO), Suriye’nin geleceğinde
iki kambur olarak nitelenip aynı kefeye
konuluyor, ÖSO
“cihatçı”larının ciddi bir tehlike
olduğu ileri sürülüyordu.
Türkiye’de yabancı medyaya
malzeme oluşturmak ve yurt dışından Türkiye aleyhtarı siyasete
katkıda bulunmanın bazı gazetelerin “görevi” olduğunu biliyoruz.
Cumhuriyet gazetesinin şimdiki yönetimi de üç-dört yıl
öncesindeki Can Dündar’ın MİT tırları
yalanlarını aratmayan “katkılar” sağlamada geri
kalmıyor.
Ünlü Yazar ve Şair,
rahmetli Cahit Zarifoğlu’nun dediği
gibi Türkiye’nin aydın
geçinenleri emperyalistlerin Türkiye hakkındaki planlarını
kendi fikirleri sanacak denli ahmak
olduklarından şaşırmıyoruz.
Barış Pınarı
Harekâtı’nın ardından, eski adıyla ÖSO yani SMO tekrar
Kemalistler, ırkçılar, mezhepçi solcular ve Beşar
Esad’ın içimizdeki yavşakları tarafından iftiralarla,
hakaretlerle gündeme getiriliyor ve itibar suikastına maruz
kalıyor.
Nitekim Sözcü’den
Yılmaz Özdil de geçen haftaki yazısını tamamen eski
adı SMO’ya
ayırarak “Para
karşılığında, kendi milletine, kendi ordusuna, kendi topraklarına
karşı silah çeken, ne idiği belirsiz başıbozuk tiplere Suriye
“millî” ordusu demek… Türk millî mücadelesine
hakarettir” diye yazdı.