Şöyle bir hesapladım, tam 14 yıldan beri süt alıyorum Rasim Usta’dan. Mandırası Gümüşdere’de, bize yakın. Ama şehirde de süt dağıtıyor. Son bir yıldır iki ayda bir, utana sıkıla sattığı süte zam yaptığını bildirmekten helak oldu.
Ben de soruyorum tabii haliyle “Neden?” diye. Dün de konuştuk, litresini 18 liradan veriyor son üç haftadır. Sütü köylüden ve mandıralardan toplayıp litresini 22 lira ile 24 liradan raflara koyan şehirdeki marketçiler ona çok kızıyorlarmış 18 liradan sattığı için.
Rasim Usta da “Ben kendim üretip satıyorum, bu kadarı da çok şükür yetiyor, niye zam yapayım, bunun bir de yarını var” diyor haklı olarak.
Bu artışların sebebini anlatmasını istedim ondan.
“Bizim buradaki köyler evvelden KÖY’dü Fuat Bey. Yapılaşmaya açıldı ve mera falan kalmadı. Anadolu’daki köylerde de doğru dürüst mera yok artık. Topraklar bölündü, hayvancılık yapan da azaldı. Mecburen yem ve saman vermek zorunda kalıyoruz hayvanlara. Zaten kış aylarında saman ve yeme mahkûmuz. Çünkü bunlar hayvanı tok tutuyor. İki hafta önce 22 kiloluk bir balya saman 50 liraydı, bu hafta 70 liraya çıkarmış toptancısı. Şimdiden haber veriyor 15 gün sonra 110 liraya çıkaracağını.”
Fabrikalar, toptancılar, aracılar, saman ve yemleri ta yaz aylarından toplayıp paketledikleri, depoladıkları ve hiçbir maliyet artışı olmadığı halde zam yapıp duruyorlar. Nakliye masrafı da artmadı, çalışan masrafı da.