Önce Muharrem
İnce’nin “Sıradan ve kaba” olduğunu
söyleyerek fitili ateşledi. İnce ise 24 Haziran
gecesi “İnsan içine çıkamayacak durumda
olduğu” bilgisinin Tuncay
Özkan tarafından verildiğini (Bu yalan çünkü
o bilgiyi Özkan’dan almadığımı açıkladım) ileri sürdü.
Özkan da “Namusun ve şerefin varsa
ispatlarsın” diye cevap verdi.
Bu kadarla kalmadı.
Üç gün önce
de CHP’yi yöneten GİZLİ
MERKEZ tartışmalarının odağına oturdu Tuncay
Özkan.
Halk TV Genel Yayın
Yönetmeni Şaban Sevinç’in iddiasına göre Tuncay Özkan
kendisine “Kararlar CHP’nin dışındaki bir GİZLİ MERKEZ
tarafından alınıyor” demişti.
Sonrasını biliyorsunuz. Küfür
kıyamet ve yine “İspat etmezsen
şerefsizsin” muhabbetleri.
Biz zaten CHP’nin GİZLİ BİR
MERKEZ tarafından yönetildiğini biliyorduk da mesele zihnimizde
daha da berraklaştı, hepsi bu. Kemal
Kılıçdaroğlu’nun bir FETÖ kumpasıyla CHP’nin başına
getirilmesinden sonra alınan kararlarda bu KONSEY’in
izlerini görmemek mümkün mü?
Ama burada asıl
konuşmamız gereken isim Tuncay Özkan.
Soru şu:
Tuncay Özkan geçmişten
gelen “ulusalcı kimliğiyle” tanındığı
hâlde neden Muharrem İnce değil de
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında?
Gerçekleri
konuşalım.
Tuncay Özkan, Kılıçdaroğlu
sayesinde hak etmediği bir yerde oturduğunun farkında.
Onu
tanıyanlar Tuncay Özkan’ın hayatta İKİ
AMACININ olduğunu söylüyor:
1-PARA
Tuncay Özkan parayı aşırı
derecede sever. Paranın kokusunu da aldı. Zira Kemal
bey ona bir televizyon alacak. KRT
televizyonunu satın almak için yapılan girişimleri
basından öğrendik. Sebebi, Halk TV’nin parti içi
muhalefetin sesi olması. Yeni televizyonun başına da
kendisi gelecek doğal olarak. Şaban
Sevinç ile kavgalarından sonra bu
kesin.
2-İKTİDAR
İktidar da bu
televizyonla birlikte gelecek. Özkan son tahlilde
Kemal Bey'in yaştan ve yıpranmışlıktan dolayı partiyi bırakmak
zorunda kalacağını, ondan sonra genel başkanlığa en
yakın ismin de kendisi olduğunu düşlüyor. Tekkeyi
bekleyen çorbayı içer misali. İşte tam da bu amaca ulaşmak
için birinci şık, yani televizyonun başında
olmak ona bu yolu açacak.
Kısaca Tuncay Özkan
budur.
Ondan öyle ülke için derinlikli
hamleler beklemeyin. En iyi bildiği şey
darbedir. Kanaltürk’ün sahibi olduğu sırada
da Deniz Baykal’dan CHP Genel Sekreterliğini
istemişti ama Deniz Bey onun kalibresinin farkındaydı
ve reddetti.
Şimdi CHP’li muhalifler imzaları
verdi. Dediklerine göre 630
imzaları varmış. CHP Genel
Merkezi’nden Muharrem Erkek ise gerekli
sayıya ulaşılamadığını söylüyor.
Aslında bu kadar imzadan sonra
Kurultay şart. Taşlar yerinden oynamış artık. Ama bu
tamamen GİZLİ MERKEZ’e bağlı. GİZLİ
MERKEZ ne karar alırsa Kemal
Kılıçdaroğlu da onu deklare edecek.
Şayet Kurultay
yapılırsa Muharrem İnce muhtemelen CHP Genel
Başkanı olacak.
İnce olursa da Tuncay Özkan
olmayacak.
Özkan’ın sıkıntısı da bu
işte.