Yurt dışında şiddete uğrayan, dışlanan ve ailesiz kalmış
çocukları koruma adına kurulan ve adı Gençlik Dairesi
(Jugendamt-Almanya), Sosyal Daire (Barnavernet-Norveç) vb. olan
çocuk esirgeme kurumlarının çocuklar için rant kapısına
dönüştüğünü, özellikle Jugendamt’ın kendi ülkesinin yasalarını bile
çiğneyerek, Türk çocuklarını basit, sudan sebeplerle ailelerinden
kopardığını, sonra da bir Alman aileye vererek asimile ettiğini
defalarca yazdım, programlarımda ele aldım.
Hesaplamalara göre son 40 yılda 100 bin çocuk bu şekilde asimile
edildi ve Almanya’nın azalan nüfusu için bir tehlike olmaktan
çıkarıldı.
Ailelerinden koparılan Türk çocukları ALMAN olarak kaydediliyor. Bu
yüzden Jugendamt’a sorsanız “koruma” altına alınan Türk çocuk üç
beş tane.
Bunu neden yapıyorlar biliyor musunuz?
1-Alman yazarlarsa, Türk konsolosluklarına bilgi vermek zorunda
kalmıyorlar.
2-Alman yasaları gereği alınan Türk çocuğunun verileceği koruyucu
aile, çocuğun akrabası, o yoksa aynı din, dil ve kültürden bir Türk
aile olmak zorunda. O da yoksa bir Türk STK’sının vasiliğinde
yurtlarda kalabilir. Oysa çocuğu Alman yazarak bu süreçten
kurtuluyor ve doğrudan bir ALMAN AİLENİN yanına veriyorlar.
3-Yurtlara alınan Türk çocukları şiddete ve tecavüze uğradığında da
Türk konsoloslukları müdahale edemiyor. Çünkü çocuk Türk değil ki
ALMAN.
Türkiye hükûmetleri bu duruma son 8-9 yıldır uyandı. Özellikle
Bekir Bozdağ’ın Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığından (YTB) sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde.
Şimdiki durumu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.