Cadılar Bayramı, son yıllarda ülkemizde giderek popülerleşiyor
ama dünyada çok eski bir gelenek... 'Bize ne elin geleneğinden?'
demiyor ve bu bayramı kutluyoruz. Altında derin anlamlar aramaya
gerek yok ancak başkasının bayramını bu kadar çok kutlamak
istememizin sebebi ne?
Zaten olayı da çok yanlış anlamışız; mesela kimse kapı kapı dolaşıp
şeker toplamıyor. En fazla suratımızı boyayıp üç-beş arkadaşımızla
buluşup dans ediyoruz. Sonra da fotoğraf çektirip 'Biz böyle çılgın
eğleniriz' işte mesajı vermek için sosyal medyada paylaşıyoruz.
Bunun dışında nasıl bir kutlamadan söz edebiliriz ki?
Durum, 'Eğleniyoruz işte, ne var bunda?' denecek kadar basit değil
aslında. Arkadaşlar, ortam, müzik ve dans aynı ama yüzüne maske
takınca daha mı çok eğleniyorsun veya mutlu oluyorsun?
BÜTÇEMİZE ZARAR
Cadılar Bayramı da, Sevgililer Günü gibi bir çılgın tüketim
vesilesi; kostümlere, makyaja, partilere, gece eğlencelerine tonla
para harcanıyor. Sen eğlendiğini sanıyorsun; halbuki Cadılar
Bayramı diye kutladığın şey, kredi kartındaki son limite göz
konulmasından başka bir şey değil. Gözleri oyulmuş balkabağıyla
masa süslemek yerine kabak tatlısı yapıp yiyebilirsiniz mesela.
Bir de bu işin 'korkunç makyaj' kısmı var elbet. Makyöz arkadaşım
Yasin Altınel ile konuştum. Cadılar Bayramı makyajını 180 TL'ye
yaptığını söyledi. O gün bir hayli de yoğunmuş. Böyle günlerde
arkadaşlarının daha çok para kazandığını duyunca, insan bir yandan
da seviniyor tabii...