Funda Karayel Sabah Gazetesi

Arda’nın sayısız başarısını ne çabuk unuttunuz!

Bu ülkede bir olay olsa da acımasızca eleştirsek, ağzımıza geleni söylesek, nefretimizi kussak diye bekleyen bir güruh var adeta. Bugünlerde de tam onlara göre bir konu gündemde. Hangi masaya otursak, Arda Turan ve Berkay kavgası...

20 Ekim 2018 | 2.389 okunma

Bu ülkede bir olay olsa da acımasızca eleştirsek, ağzımıza geleni söylesek, nefretimizi kussak diye bekleyen bir güruh var adeta.
Bugünlerde de tam onlara göre bir konu gündemde. Hangi masaya otursak, Arda Turan ve Berkay kavgası konuşuluyor.
Herkesin bu konuyla ilgili kendince bir bildiği, iddiası, kötü mü kötü yorumları var. Yine kronik mutsuzluk ve buna bağlı olarak ortaya çıkan eleştiri hastalığı, çağımızın en büyük sorunu olarak gündemde. Nereden biliyoruz her şeyi bu kadar? Olay anında orada mıydık, kulağımızla mı duyduk, gözümüzle mi gördük, ya da aynı mevzuyu biz mi yaşadık daha önce? Yaşananlar tartışmaya açık değil, son derece üzücü; hepsi bu. Kimse hata yapmadan ya da daha öncesinde yaptığı bir şeyden pişman olmadan yaşayamaz ki... Herkesin bu hayattaki imtihanı farklı.

HAMİLE KADIN ARANIR MI?
Arda'yı tanımam, Berkay'ı hastanede ziyaret ettim, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Olay yerinde olan birçok kişiyle görüştüm, konuyu dinledim. İki genç, alkollü bar ortamında kendi aralarında kavga etmiş altı üstü. Her gün üçüncü sayfada bunların 10 katını okuyoruz; bu olay hiçbir şey. Tanınmış kişi olmanın bedeli bu değil; abartmadık mı artık? Adı üzerinde; alkollü ortam, gerginlik hat safhada, herkes bir anda aslan kesilmeye müsait. 'Yanlış anlaşılma' de geç, ne oluyor? Arda öyle bir şeyi, yani o meşhur cümleyi üzerine basa basa "Söylemedim" diyor.
Zaten o müzikte Özlem'de de ne kulak varmış, net bir şekilde duymuş!
Özlem yanlış anlamış, belli ki Berkay da eşinin dolduruşuna gelmiş, olaylar gelişmiş.
Özlem; madem böyle bir olayın fitilini ateşliyorsun, gecenin bir vaktinde Arda'nın eşini arama bari. O kadın 8.5 aylık hamile; o saatte doğursa ne olacaktı? O kadını neden üzüyorsunuz? Böyle bir şeyi yaşadın madem, önce orada kendin cevabını ver, sonra illa eşine söylemek istiyorsan ertesi gün kahvaltıda al karşına, sakin kafa 'Ben böyle bir şey yaşadım' de. Böyle yapsa durum bu şekilde olmazdı. Bu söylediklerimden silah ve burun kırma olayını savunduğum anlaşılmasın, eminim Arda da bu konuda pişmandır.

ARDA'DAN HEMEN VAZGEÇTİNİZ
Etrafımızda bol miktarda üstüne hiç vazife olmadığı halde her şeyi eleştirme hakkını kendinde gören, her zaman her şeyi en doğru yaptığını sanan, hayatta hiç hatası olmamışçasına davranan, sütten çıkmış ak kaşıklar var. Hadi gelin her şeyi açık açık konuşalım... 'Futbolcu nasıl olunur?' dersi verenlerin kendi işlerinde nasıl olduklarını, adamlık dersi verenlerin, geçmişlerinden uzak yaklaşımlarını, ahlaktan bahsedenlerin ahlaksızlıklarını, hayata bakış açılarını gözden geçirelim...
Şimdi sorarım, hani Arda bizim milli gururumuzdu, evimizin oğluydu, ne çabuk vazgeçtiniz ondan? Ne çok hevesliymişsiniz Arda'nın kusurlarının detaylandırılmış, ayrıntılı listesini hazırlamaya. Bu çocuğun sayısız başarısını ne çabuk unuttunuz?
Neden başarıları değil de, hep hataları konuşuyoruz biliyor musunuz çünkü ayıpladıkça kendimizi aklıyoruz.
Arda aynı Arda, yine aynı yeteneğiyle sahalarda olacak; insanların hatalarını mesleklerine karıştırmayın. Futbolcu adam gece çıkar mıymış? Neden çıkmasın onun hakkı değil mi? Ertesi gün maçı mı varmış, size ne? Yargılamadan önce, vicdan mahkemesinde Arda nefretinizi, hayata karşı bu kadar eleştirel bakmayı bir çözün. Ayrıca hayatı nasıl doğru yaşayacağını, oturduğunuz yerden Arda'yı eleştirerek siz öğretemezsiniz.
Bu çocuk bir başarı öyküsü; bugünlere nasıl geldiyse bundan sonrası için de elbet vardır bir planı.
Kimse kimsenin hayatını, kariyer planını, geleceğini bu kadar dert edinmemeli; illa edinecekse o zaman kendinizinkini edinin lütfen.
Arda sen de beyaz gömleğini giy, tak Allah kolyeni, yarın yap basın toplantını, dile özrünü Türk halkından; her şey unutulur, seneye yılın futbolcu ödülünü fazla fazla alırsın.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bayburt ve Picasso 17 Kasım 2024 | 94 Okunma Herkes arkadaş kurbanı mı yoksa bu bir tercih mi? 16 Kasım 2024 | 48 Okunma Reklam vampirleri algılarımızla mı oynuyor? 10 Kasım 2024 | 43 Okunma Her mevsim ayrı güzel: Londra 10 Kasım 2024 | 38 Okunma İklim krizinden bahsedenlerin pet şişe bağımlılığı 09 Kasım 2024 | 46 Okunma