Türk sinemasının usta yönetmeni Atıf Yılmaz'ın 'Eğreti Gelin'
adlı filmi gerek konusu, gerekse oyuncuları ve sahneleriyle çok
konuşulmuştu.
Bu hafta sinemalarda izleyiciyle buluşan, Deniz Güvenç ve Zaim
Güvenç'in yönettiği 'Eğreti Gelin Ladik' ise o filmin günümüze
uyarlanmış hali. Filmde rol alan Yeşim Salkım ile filmi ve
kadınları konuştuk...
Aslında senaryo bana ilk geldiğinde çok başkaydı. Arkadaşlarımıza
senaryoda birtakım değişiklikler yapmamız gerektiğini anlattım
çünkü dramaturjisinde bir hata vardı. Onlar da sağ olsunlar
senaryoyu baştan yazdılar. Şimdi tam bir kadın filmi, bir anne-kız
hikayesi oldu. Bağımsız, zor bir film, umarım yerine ulaşır.
Bunu bilmiyorum. Sadece senaryoyu yazan Şükran Hanım'ın ilk filmden
çok mutlu olmadığını biliyorum. O farklı bir dille anlatılmasını
istemiş. Bu film aslında ikincisi değil, günümüze uyarlanmış hali
zaten.
ARNAVUT KIZIYIM, BİZDE SÖZ SENETTİR
Film son zamanlarda tüm dünyada kadına uygulanan ağır baskıya
dikkat çekiyor. Şiddet görmemek için, çift dalda master yapıp
üniversite mezunu olmanız gerekmiyor. Kadının eğitimlisi de,
eğitimsizi de şiddet görüyor. Toplumumuzun en büyük problemi;
şiddet. Bunun önüne geçilmezse sağlıklı nesiller
yetiştiremeyiz.
Birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmezsek çok ağır şeyler yaşamaya
başlayacağız.
Ben psikoloji yüksek lisansı yaptığım için bu konuları çok
okuyorum. Ne kadar inkar edilirse edilsin, her kadın annesine
benzeyecektir. Bizim başka kadınlarda eleştirdiğimiz şeyler de hep
kendimizde kusur olarak gördüklerimiz aslında. Bir zaman gelecek ki
annemizi eleştirdikten sonra ona hak verip 'Hayat böyleymiş'
diyeceğiz.
Bilmiyorum ama günümüzde hâlâ meta olarak görülen kadınlar var.
Burada sadece erkeği suçlayamayız, kadınlarda da suç var, hata her
zaman yarı yarıyadır.
Evet, bu sene hep kadın hikayeleri çekeceğim gibi hissediyorum.
İzleyici bambaşka bir Yeşim Salkım görecek, tipimi de
değiştireceğim; seyirciyi çok şaşırtacak bir film olacak.
Bunda sözlerimin arkasında durmam etkili olmuş olabilir.
Ben Arnavut kızıyım. Herkesin damarına basabilirsiniz ama
bizimkinin üzerinden zıplayarak geçmeniz gerekiyor. Bizde söz
senettir; sözümüzü evirip çevirip başka hale getirmeyiz.
İkisini birbirinden ayıramam çünkü ikisinden de aynı derecede haz
ve keyif alıyorum. Tartıya koyarsak; dengedeler.
Oyunculuğa Yavuz Turgul sinemasıyla başladım; üniversite gibidir
kendisi. Hayatımın dönüm noktasıydı 'Eşkıya'. Yavuz Turgul, Şener
Şen, Uğur Yücel ve yapımcımız Mine Vargı'ya çok şey borçluyum.
45 YAŞINDA BU DUYGULARI YAŞAMAK KÖTÜ
Sektörde sadece kadın olmak değil, erkek olmak da zor.
Erkek de, kadın da acıyı farklı hissetmiyor. Ama erkekler
tarafından kadınlara uygulanan ikinci sınıf muameleyi diyorsanız;
evet bu var ama bunu yapan belli bir topluluk, daha doğrusu öyle
yetiştirilmiş çocuklar.