Geçtiğimiz hafta sonu şehir insanının yaşadığı sendromlar yazısına o kadar çok e-mail gelmiş ki... Meğer ne kadar da çok İstanbullu bu durumdan mustaripmiş. Hazırsanız yeni bir sendromla karşınızdayım. Vazgeçmek gerekirken vazgeçememe yani Concorde sendromu. Diğer bir deyişle 21. yüzyılın sendromu. "Hangimiz yaşamadık ki bu sendromu?" dediğinizi duyar gibiyim. Yüzyılın hızla değişen dünyasında, bireylerin yaşam tarzları, beklentileri ve değerleri de sürekli evrim geçiriyor. Ancak, bu değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu sendrom, gittikçe daha fazla insanı etkisi altına almaya başladı. Büyük annelerimiz "Basiretin mi bağlandı?" derler ya, aslında bu sendromdan bahsediyorlarmış. Bu sendrom, bir şeyin zararlı olduğunu bilmekle birlikte, üzerine harcanan emek nedeniyle vazgeçememek, toplumun ve kişinin sağlığına zarar veren alışkanlıkları sürdürmesidir. Esasen kaybeden olmamak için daha çok kaybetmek. Halbuki hayatımızda göremediğimiz şey şu, gerçekçi bir karar, geçmişte yapılan yatırıma göre değil, gelecekteki artılara göre yapılırsa daha sağlıklı olur. Kişi, Concorde yanılgısı durumuna düştüğünü fark ettiği zaman ilk yapması gereken gördüğü zararı önemseyip, daha mantıklı...