Sanat, en sessiz anlarda bile en güçlü sesi çıkarmayı başarıyor.
Tarih boyunca devrimlerin, savaşların ve toplumsal değişimlerin
gölgesinde sanat, bir anlatıcı, bir isyan bayrağı ve bir umut
kaynağı olarak var olmuştur. Suriye iç savaşı da bunun en çarpıcı
örneklerinden biri. Bombaların enkaza çevirdiği şehirlerde, dijital
ekranlarda ve dünyanın dört yanındaki sergi salonlarında yankılanan
tek gerçeklik şu: Sanat, savaşın sessiz tanığıdır. 2011'de Daraa'da
çocukların duvarlara yazdığı "Halk rejimin düşmesini istiyor"
sloganıyla başlayan hikaye, sadece Suriye'nin değil, tüm dünyanın
dikkatini çeken bir isyanın fitilini ateşledi. Bu basit ama cesur
eylem, bir halkın susturulmuş çığlığını sembolleştirdi. Çocukların
gözaltında işkenceye uğraması, tüm ülkede öfke dalgası yarattı ve
sanat, bu öfkenin dile geldiği bir araç haline dönüştü.
Örneğin, Abdalla Omari'nin savaştan ilham alan portreleri, savaşın
insan yüzünü görmemizi sağladı....