'Kadının beyanı esastır' cümlesi son günlerde ne yazık ki birçok
kişi tarafından yanlış kullanılıyor. Bu kavramın içini boşaltmaya
çalışanların son örneğini yakın zaman önce Arda Turan'la, şarkıcı
Berkay ve eşi Özlem Ada Şahin arasında geçen davada gördük. Arda
Turan, davanın üçüncü duruşmasında cinsel taciz suçundan beraat
etti. Bu davayı başından sonuna kadar takip eden biri olarak
durumun böyle olacağını biliyordum, hatta hiçbir şekilde
inanmadığımı da araştırıp yazmıştım.
DELİLLER NE OLDU?
Hatırlayacaksınız dava sürecinde Berkay "Şahitler dinlenecek,
mekanın kamera kayıtlarına bakılacak, gerçekler ortaya çıkacak.
Yargıya güveniyoruz" şeklinde açıklamalar yapmıştı. Söylediği gibi
o incelemeler yapıldı, sonucunda da bir karar çıktı. Sonuç; her
kadının beyanının öyle bilindiği, güvenildiği gibi esas olmadığını
gösterdi bizlere. Sahi mekanın içindeki onca insana, şahitlere ne
olmuştu? Kamera kayıtlarında neden herhangi bir konuşma ortaya
çıkmadı? Deliller neredeydi? Örneğin tacize uğrayan kadın "Sen ne
diyorsun be" diye bağırır, o esnada biri duyar görür. Ya da
tacizciye tokadı patlatır, illaki biri görür, duyar. Tamam şoka
girer, hiçbir şey yapamaz ama eşinin yanına koşar... Ve bunlar
kamera kayıtlarında kare kare çıkar. Nerede bu kayıtlar? Nerede
şahitler? Mahkeme bu beraat kararını nasıl verdi? Açıklamalara
bakıyorum, bu soruların hiçbirinin yanıtı yok. Aksine Arda Turan
için "O bir suçlu" denilerek algı yönetimi yapılıyor. Evet Arda bir
ceza aldı, hem de yaptığı hataları kabul ederek özür dileyerek
aldı. Peki ya bu esnada mağduriyet silahını kullanan Berkay ve eşi
ne yaptı; ülkenin yargı sistemini hukuksuzlukla suçlamak,
tribünlere oynamak, gündem yaratmaya çalışmak, kadına yönelik
şiddetin, tecavüzün ve tac...