Bir orkestra düşünün; hiç duymadan ya da az duyarak müzik
yapan...
Yanlış okumadınız; İşitme Engelliler Orkestrası'nın üyeleri ya
işitme cihazı yardımıyla duyuyor ya da hiç duymuyorlar.
Bundan yaklaşık iki ay önce böyle bir orkestra olduğunu duyduğumda;
kurucusu olan Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik
Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali
Özdemir'in peşine düştüm.
Böyle bir projenin hayata geçirilme hikayesini kendisinden dinlemek
istedim.
RENKLER NOTA OLUYOR
Kartal Belediyesi'yle iş birliği yaptıklarını söyleyen Özdemir,
"Yakın zamanda gerçekleşecek bir konserimizin provasına konuk olun"
diyerek beni davet etti. Çok geçmeden kafamda binbir soruyla
Kartal'ın yolunu tuttum.
Dersimiz; renkler ve şekillerle çalgı öğretimiydi. Olayı çözemedim.
Mehmet Ali Hoca son derece sabırlı bir şekilde "Maviler sağ,
sarılar sol" diyerek bana anlattı ama bende her şey birbirine
karıştı.
"En iyisi hikayeyi dinleyeyim" dedim.
Mehmet Ali Hoca, Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyan İşitme
Engelliler Orkestrası olarak bugüne dek 10 konser verdiklerini
söylüyor.
Bu orkestra; işitmedikleri müzikleri, renkler ve şekiller üzerinden
icra ederek bence dünyanın en anlamlı müziğini ortaya
çıkarıyor.
Orkestra üyelerinin kimisi 50'li yaşlarda, kimisi ise çocuk. Hepsi
farklı oranlarda işitme engelli.
Orkestra sayesinde tanışıp evlenenler bile var.
Önlerindeki engelleri yıkarak önce renklerle, ardından müzikle
hayata dokunuyorlar.
Renkler, birer nota onlar için. Sergiledikleri performanslar ise
inanılmaz.
Renkler ve şekiller yardımıyla ve kalp gözüyle yapılan müziklerin
alkışlanması ise el çırparak değil, elleri havaya kaldırıp sağa
sola döndürmeyle oluyor. Onlar çalarken benim de ellerim
havadaydı.