Yaz mevsiminin en sıcak zamanlarını yaşadığımız bu günlerde,
hepimizin aklında tek bir şey var artık: Tatil!
Güney sahillerinde kızgın kumlardan serin sulara atlamak, o koy
senin, bu koy benim gezmek, saatlerce Eda Taşpınar'ın ten rengine
ulaşmak için güneşlenme çabaları, akşamları gece hayatının içine
karışmak şu an en çok yapmak istediğimiz şeyler. Dolayısıyla 'Bu
yaz nereye gitsem?' sorusu da bir hayli gündemde. Siz de hâlâ
kararını veremeyenlerdenseniz, aramıza hoş geldiniz.
En popüler tatil rotaları olarak gösterilen Bodrum ve Çeşme hiç
kusura bakmasın ama bu yaz benim ilk tercihim huzurun diğer adı
Datça oldu. Buradaki gündem;
Uçuk hesaplar, kavgalar gürültülerden ziyade biraz badem, biraz
şiir, biraz da karşımızdaki küçük Yunan adası Simi.
KARADA TEKNE HİSSİ
Datça, insanın ömrünü uzatan bir yer, ömrünüzün uzama keyfini
çıkarırken kalınabilecek en güzel yerlerden biri de sıcak ve samimi
personeliyle Uslu Hotel Royal Yachting. Odalar dekorasyonuyla
karada tekne hissini yaşatıyor. Öyle 'Kahvaltıya geç kaldım,
kaçırdım' derdi de yok.
Uyandığınız her an serpme kahvaltınız hazır.
Burası aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen doğa ve deniz
aşıklarının, Mavi Yolculuk düşkünlerinin uğrak yeriymiş.
Ben de 'Simi adasına 8 deniz mili mesafedeyiz' dediklerinde yine
km-mil hesabı karmaşamla eşyalarımı hazırladım.
AZİZ BAŞKAN ÇILDIRMIŞ
'Tatilciler, Yunan adalarına akın ediyor' haberlerini okuyoruz
okumasına da asıl mesele olan bu adalara giriş zorluğundan hiç
bahsetmiyoruz.
Simi'ye tekneyle vardığımızda pasaportlar gümrüğe teslim
ediliyor.
Bilimum kontroller yapılıyor, gayet normal, bekliyorsunuz, gayet
normal, çok bekliyorsunuz son derece anlayışlıyız, o da normal. Yok
efendim 'Neden geldiniz?' diye sorgu-sual ediliyorsunuz, aşırı
normal. Küçücük adanızın ekonomisine katkı sağlamak amacımız, yiyip
içip alışveriş yapma niyetindeyiz. Daha ne istiyorsunuz yahu!
Bu arada beklemekten başımıza güneş geçti tabii... Sonra bu sorgu
sual yetmiyor, yüz kontrolü yapacağız diyorlar. Eee baktın ya
suratıma, ne kontrolü? 'Sağa-sola dön bakalım kulakları bir
inceleyim!' Tüm bunlar olurken sabrım tükeniyor ve 'Yeteeeeer' diye
bağırmak istiyorum.
Bu sırada öğreniyorum ki yakın zamanda Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım, adayı ziyaret etmiş ve bu beklemeden dolayı pasaportunu
geri aldığı gibi Türk sularına dönmüş.
Haklı. Özetle; Datça'da kalın, Simi'yi görmenize gerek yok. Zaten
bir tek Manos Restaurant var, o da öyle aman aman bir deniz
restoranı değil. Bizim Koçlar, Sabancılar gitmiş, meşhur olmuş,
Türkiye'de biraz duyulmuş. Hesap da o yüzden bir hoş geliyor.
Simi'yi kaçırdım diye düşünmeyin ve eşşiz güzellikteki Datça'nın
keyfini çıkarın yeter.