Yunanistan'ın keşfedilmeyi bekleyen güzel adası Leros, son yıllarda popüler adalara alternatif arayan gezginlerin uğrak yeri.
Yel değirmenleri, tarihi kalıntıları, mavi pencereli beyaz evleri ve lezzetleriyle, aradığınız her şey var Leros'ta.
Adanın Türkiye'ye yakın olması, en büyük avantajı.
Ülkemizden yemek yemeye günübirlik olarak Leros'a gidenlerin sayısı hayli fazla. Biz de arkadaşım Seda ile düştük yollara...
GEÇMİŞ OLSUN
Yunanistan, orman yangını felaketi nedeniyle büyük bir yasta. Orada yardım bekleyenlerden dualarınızı esirgemeyin. Acının dini, dili, ırkı olmaz. 'Geçmiş olsun komşu' deyip Leros seyahatimize dönüyorum.
Eskiden Bodrum'dan Kos'a, oradan da Leros'a geçebiliyordunuz. Ama artık Turgutreis'ten direkt Leros'a 1.5 saatte gidilebiliyor.
Tekne, Agia Marina'ya yanaşıyor.
Meşhur pastane ve Mylos da bu bölgede zaten... İlk olarak dev yel değirmeniyle ünlü Mylos'a gidiyoruz.
Öğle yemeği saat 13.00'te başlıyor.
Mekanın sahibi Taki Baba'dan yemek önerilerini alıyoruz. Kılıç balığından pastırma, ahtapot carpaccio, sinarit, orfoz ve en meşhuru peynirli kadayıf tatlısı... "Türkler çok seviyor burayı" diyor Taki Baba. Mylos, gurmeler tarafından Yunan adalarının en iyi balık restoranı seçilmiş.
Burası tam bir aile işletmesi. Anne ile çocuklarından biri mutfakta, baba Taki ile diğer oğul Yorgo serviste...
Mylos'un üst katında bar var. Yemek sonrası dalga sesleri ve manzara eşliğinde geceye devam edebiliyorsunuz.
Leros'ta görülmesi gereken yerlerin başında Panteli geliyor.
Burada denize girebileceğiniz birçok plajın yanı sıra, inanılmaz tavernalar, restoranlar ve küçük dükkanlar var.
Panteli'de kalmak için Castelo Hotel, en güzeli... İçinde Türk hamamı bile var. Eğer burada yer yoksa, diğer alternatif aynı koydaki Panteli Beach Hotel... Bu iki otel, kendi plajları olduğu için çok tercih ediliyor.
Panteli'nin tepesinde bulunan dev yel değirmenlerinin yanındaki kafede manzarayı izleyebilirsiniz. Tabii buraya mutlaka taksi çağırıp çıkmalısınız.
ASILI AHTAPOTLAR
Denize girmek için Alinda da iyi bir seçenek; denizi muhteşem.
Leros'ta gezinirken, her yerde nazar boncuğu olduğunu görüyoruz.
Aman Leros'a nazar değmesin!
Panteli'de denize girerken Türkiye'deki birçok arkadaşım 'El Greco'da yemek ye' şeklinde mesajlar attı. Haklılarmış... Kuruması için güneşe bırakılmış ahtapotlar, o kadar güzel görünüyor ki... Gözünüzün önünde alıp pişirmeye götürüyorlar.
El Greco'da ahtapot fiyatı 11 Euro... Panteli bölgesinde sadece El Greco'da değil, hemen her restoranın önünde kurutulmak üzere asılı duran ahtapotlar var. Leros'ta günlük teknelerle başka küçük adaları da gezmeniz mümkün. 'Küçük bir ada, sıkılırım' diye düşünmeyin; lezzetleri, doğası ve eğlencesiyle sıkılmaya pek vakit kalmıyor.
Taverna eğlencesine alternatifler arıyorsanız; Mylos'un üst katının yanı sıra Thalassa ya da Faros adlı barlara gidebilirsiniz.
EN MEŞHUR PASTANE
leros'ta Agia Marina'daki meşhur To Paradosiako pastanesine gidip Türkiye'ye götürmek üzere tatlı paketi yaptırmak adet olmuş. Yunan tatlısı Patsavouropita'yı (bizdeki revani), mutlaka tatmalısınız. Her şey, pastanenin sahibi Haris'in anneannesinin tarifiyle yapılıyor. 20 yıldır Leros'talar. Buradan badem ezmeli kurabiye ve Patsavouropita almalısınız.