Bir yemek masasında oturuyorsunuz, fonda güzel bir dekor, masada
ise birkaç şık tabak ve bir bardak içecek. Sohbet ilerlerken bir
soru düşüyor masaya: "Bardak görünüyor, ceza gelir mi?" Bu sorunun
ardında bir karmaşa yatıyor. Yasak olanla olmayan arasındaki ince
çizgi, sosyal medya kullanıcılarını ve markaları tam anlamıyla bir
açmazda bırakmış durumda. Bir yandan sosyal medya algoritmaları
markaların iştahını kabartıyor, diğer yandan ise reklam etiğini
belirleyen düzenlemeler çoğu zaman anlaşılmaz bir gri alanda
sallanıyor. Geçtiğimiz hafta yazdığım 'sosyal medyada yüksek
cezalar yiyen kişilerin menajerleri nerede?' yazısına çok soru
gelmiş. Herkes belirsizlikleri ve işin genel ceza sınırlarını
soruyor. Özellikle 'göze sokmak' meselesi, neyin 'doğrudan reklam'
sayıldığı sorusu yeniden gündemde. Bu sorular için bir araştırma
yaptım. Türkiye'de Reklam Özdenetim Kurulu'nun belirlediği ve
tanıtımı kesinlikle yasak olan ürün ve hizmetler, yukarıdaki
görselde de belirtildiği gibi şöyle sıralanıyor: