Turkuvaz Medya Grubu'nun ana medya sponsoru olduğu 54. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin kapanış törenine, dünyaca ünlü yıldız Lindsay Lohan güzelliğiyle damga vurdu. Henüz 3 yaşındayken modelliğe başlayan Lohan; 'Komik Tuzak', 'Kötü Kızlar', 'Şöhret Tepesi' gibi filmlerle dikkat çekti. Her fırsatta Türkiye'yi çok sevdiğini söyleyen oyuncuyla, ödül töreni öncesi oteldeki odasının balkonunda buluştum.
MÜLTECİLİK BİR SEÇİM DEĞİL
Lohan, bordo elbisesini giymiş, makyajı ve saçı tamamlanmış, kırmızı halıya hazır bir şekilde beni bekliyordu. Ünlü oyuncu ilk olarak "Bu bembeyaz odada, bu ışıkta nasıl fotoğraf çekeceğiz?" dedi, "Zaten fotoğrafçımız yok, sadece iPhone 8'imiz var" dedim. Bunun üzerine Lohan, "O zaman selfie'yi ben çekeyim" dedi ve beyaz ışığın bizi kötü etkilemediği bir kare çekmeyi başardı. Ardından dünyaca ünlü yıldız, festival ve Türkiye'ye dair samimi açıklamalar yaptı...
Ben bu festivale ilk kez geldim ama güzel filmler var. Antalya'nın insanını, kültürünü, denizini çok sevdim. Biliyorsunuz, ben zaten sürekli Türkiye'ye geliyorum; geçen yıl da Antep'e gitmiştim. Gerçekten burayı çok seviyorum. Bu insanlarla bir arada olmak beni mutlu ediyor. Biliyorsunuz; mülteci ve çocuk meselesine çok önem veriyorum, o yüzden Türkiye'nin mülteci tutumunu takdir ediyorum. Mülteci dramı, bütün dünyanın sorunu. Keşke herkes Türkiye kadar duyarlı olabilse.
(Gülüyor) Evet, Türkiye birçok medeniyeti topraklarında barındıran bir ülke. Sizin yardımseverliğiniz ve vicdanınız beni etkiliyor. Ülkenizi gerçekten çok seviyorum. Öncelikle çok iyi bir cumhurbaşkanınız var, yaptığı işleri çok seviyorum. Örneğin mülteci sorunu için ürettiği, tüm dünyada farkındalık yaratan çözümlerle dünyaya ders verdi. Mülteci sorunu, tüm insanlığı ilgilendiren bir mesele. Türkiye, mültecilerin kendi toplumuyla kaynaşmasını istiyor, onlara sahip çıkıyor. Bu çok ama çok güzel bir şey. Ben de elimden geldiğince bu konuda yardım etmek isterim.
TÜRKİYE'YE TEKRAR GELECEĞİM
Geçtiğimiz günlerde Gaziantep'e gidip oradaki mülteci kamplarını ziyaret ettim. Bu benim için unutulmaz bir andı. O insanlarla vakit geçirdim, onlarla empati kurdum. Onların mutlu olması çok önemli. Düşünsenize, ülkenize dönemiyorsunuz, gidecek bir yeriniz yok, yepyeni bir hayata başlamışsınız; çok zor bir durum. Ama mültecilik bir seçim değil, kim ister bunları yaşamayı. Bunları düşünüp onlara, ona göre davranmalıyız.
Buradan İstanbul'a gideceğim, Sultanbeyli'de mülteci bir ailem var, onları ziyaret edip döneceğim ama bir kez daha gelmem için birçok neden var.
?İKİ YENİ SİNEMA FİLMİYLE SEYİRCİ KARŞISINA ÇIKACAĞIM
'Sick Note' adında bir TV şovumuz var. Rupert Grint ile beraber eğlenceli bir şov yapıyoruz. Kendimi iyi hissettiğim bir iş. Ayrıca iki yeni sinema filmim geliyor. Yeni işler oldukça haberiniz olur zaten.
Güvenli olduğum yerde işimin en iyisini yapmaya, mesleğimde başarılı olmaya çalışıyorum.