Son dönemde yaşanan çocuklara yönelik cinsel istismar, tecavüz
ve şiddet olayları, hepimizi derinden sarstı. Çocukların masum
dünyaları katlediliyor; onlar bizim okumaya dahi katlanamadığımız
şeyleri yaşıyor. Ardından 'Bu bir cinsel istismar mı, tecavüz mü,
cinayet mi?' tartışması başladı. Sonuç aynı olduktan, bu utanç
tablosu değişmedikten sonra bu gereksiz tartışma niye? Bir çocuğun
kararan masum dünyası, bu tartışmalarla aydınlanabilir mi?
Burada tartışılması gereken tek bir şey var; o da çocukların bu
sapıklıktan nasıl korunacağı...
İstatistikler korkutucu; 10 yılda istismar vakalarının 300 bini
aştığı söyleniyor. Çocukların geleceğini korumak için hep birlikte
buna bir 'dur' demeliyiz.
Sanat dünyasının ünlü isimleri de çocuk istismarına karşı sessiz
kalmıyor. Konuyla ilgili görüştüğüm Şahan Gökbakar, Hülya Koçyiğit
ve Perihan Savaş; çocuk istismarıyla ilgili görüşlerini GÜNAYDIN'la
paylaştı...
'En ağır cezayı almalılar'
"Son zamanlarda çok sık duyduğumuz bu olayları düşündüğüm zaman
geceleri rahat uyuyamıyorum. Uykularım kaçıyor. Ülkemizde cinsel
istismar sorunuyla ilgili ciddi yaptırımlara ihtiyaç var. Çocuk
istismarcılarının, sapıkların, sapkınların, tecavüzcülerin, kadına,
hayvana şiddet gösterenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını
istiyorum. Bu sapkın düşüncelerin son bulması için önce eğitim,
sonra da ceza sisteminde ciddi adımların atılmasını diliyorum.
Gerçi pedofilinin tedavisi ve eğitimi yok. Onların en ağır şekilde
cezalandırılmaları gerekiyor."
AZİZ YILDIRIM
'Travmalarla değil hayallerle büyüsünler'
Çocuk istismarına tepki gösteren isimlerden biri de Fenerbahçe
Başkanı Aziz Yıldırım oldu. Fenerbahçeliliğinin yanı sıra aile
babası kimliğiyle de sevgimizi kazanan Yıldırım; çocuk istismarı
konusunda bir açıklamada bulundu. Başkan, açıklamasında "Yalnızca
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak değil, bir baba, bir eş ve
bir insan olarak bu yaşanan çirkin olayları kınıyor, tüm dünyada
kanayan yara olan istismarların ve şiddetin ivedilikle çözüme
kavuşmasını temenni ediyorum" diyor. Gerisini Yıldırım'dan
dinleyin:
'BU SORUN CİDDİYE ALINMALI'
"Çocuk istismarı, medyada yer aldığı haliyle bir ya da birkaç
eylemle sınırlı değerlendirilmemelidir. Çocuk istismarı kapsamına,
çocuğun gelişiminde hasar bırakabilecek, uygunsuz, bedensel ve
fiziksel sağlığına olumsuz etki sağlayabilecek birçok davranış
girmektedir. Gelenekler, örf ve adetler, toplumsal yazılı olmayan
kurallar bölgeden bölgeye farklılıklar gösterse de genel kabul
görmüş kurallar vardır ve her toplumun amacı, fiziksel ve ruhsal
olarak sağlıklı bireyler ve nesiller yetiştirmek olmalıdır. İnsan
dediğimiz mekanizmanın faaliyet biçimi, doğduğu andan itibaren
başlar ve tüm çevresel etkenler, bebeklikten itibaren insanın
davranışsal algoritmasını şekillendirir. Bu anlamda, aslında
çocuklarımızın doğduğu andan itibaren çok dikkatli ve disiplinli
bir yaşam eğitimine tabi tutulması zaruridir. Gerek fiziksel
istismar, gerek duygusal istismar, gerekse cinsel istismar,
çağımızın çok ciddiye alınması gereken problemlerinden biridir. Bu
konuyla ilgili ülkemizde faaliyet gösteren birçok sivil toplum
kuruluşu bulunsa da, sosyolojik anlamda bazı noktalarda ne yazık ki
yetersiz kalabilmekteyiz. Bizler, yapı itibariyle koruyan, kollayan
bir gelenekten geliyoruz ancak bunun yetersiz kaldığı çok açık. Bir
yandan bu yönümüzü tüm bilimsel yöntemlerle yoğurarak geliştirmeli,
öte yandan çocuklarımızı da herhangi olumsuz bir reaksiyonla
karşılaştıklarında doğru tepki verebilmelerini sağlamalı, onlara
doğru davranışsal refleksi kazandırabilmeli, seslerini doğru
biçimde çıkarmalarını sağlamalıyız. Çocuklarımızla ilgili
duyduğumuz, aklen ve vicdanen asla kabul edemeyeceğimiz haberler
hepimizin içini sızlatıyor. Bu korkunç tavırlar nereden gelirse
gelsin öncelikle üzerinde durulması gereken konular, bu çocukların
psikolojik ve kişisel gelişimlerinin yaşamlarının devamında nasıl
seyredeceğini çözümlemek ve cezai yaptırımlarla yeni olaylar ortaya
çıkmasını önlemek olmalıdır. Bu konuda çalışmalar yapıldığını
duymak bir nebze kamuoyunun vicdanında yer buldu. Fakat, cezai
yaptırımlar bir yandan yapılırken, bir yandan da travma yaşayan
çocuklarımızı hayata yeniden kazandırma çabası içine girilmesi
ciddi önem taşıyor. Akli dengesi yerinde olan bir insanın hiçbir
şekilde zihninde konumlandıramayacağı bu suç, toplum düzeni için de
ciddi tehlikeler oluşturmaktadır. Kendilerini güvende
hissedecekleri bir ortam olmadan, hayallerini açığa çıkaramayacak
çocuklarımızın, korku içerisinde yaşadıklarını bile ifade
edemeyecek şekilde içe kapanıklığa düştüğünü okudukça kahroluyoruz.
'Geleceğimiz' diye anlamlandırdığımız çocuklarımızın hayatlarının
devamını ciddi şekilde etkileyecek travmalarla değil; hayaller
kurabilecek, kendilerini geliştirebilecek, hedefler için mücadele
edebilecek niteliklerle büyümesi gerekiyor. Dünyadaki tüm
çocuklarımız için temennimiz budur. Yalnızca ulusumuzun değil,
uluslararası bir sorun olarak gündemden düşmeyen, her gün bir
yenisini duyduğumuz çocuk istismarları dolayısıyla tüm vicdanların
sızladığından eminim.
'HER TÜRLÜ ŞİDDETE KARŞIYIZ'
Bu, 'istismar' diyerek geçiştirilmeyecek kadar büyük, kanıksandıkça
normalleşen ve mutlaka karşısında durulması gereken bir dünya
sorunudur. Her ne kadar çocuk istismarı dense de, camia olarak,
istismarın her türlüsüne karşı olduğumuzu, bunun yetişkin veya
çocuk, insan veya hayvan fark etmeksizin yaşam hakkı hiçe sayılarak
şiddet uygulanan her canlının yanında olduğumuzu belirtmek
isterim."