Festival ruhu Bodrum'a çoktan geldi, hem de en yelkenlisi, en
eğlencelisi... Bir yanda denizde yelkenlerini açmış onlarca tekne,
diğer yanda festival ruhunu benimsemiş güzel insanlar... Herkes çok
mutlu, özellikle de yelkenciler. İlk kez düzenlenen özel yelken
festivali Beneteau Sailing Fest'e; 47 Beneteau yelkenlide, 300
deniz sevdalısı katıldı. O sevdalılardan biri de bendim.
Öyle şanslıydım ki, şampiyonların teknesinde yarışa katıldım. Usta
yelkenciler Zeynep Beşerler ve eşi Emir İçgören'le birlikte Burçin
Abi ve Barış Abi, yelken yarışlarında hem yurt dışında, hem de yurt
içinde birçok başarıya imza atmış.
Beneteau'nun Türkiye distribütörü Tezmarin'in D-Marin Turgutreis'te
evsahipliği yaptığı festivalde; teknelerin boylarına göre beş
farklı kategoride yarış düzenlendi.
Emir İçgören'in Ameera 5 teknesi, yani bizimki, günün sonunda kendi
kategorisinde açık ara farkla birinci oldu. Peki Zeynep Beşerler ve
Emir İçgören ile geçen bir yarış gününde neler yaşandı? İşte günün
özeti...
Teknenin demirini Zeynep Beşerler alıyor, dümende Emir İçgören var.
İçgören o kadar usta ki, daha önceki Turgutreis yarışında kimse onu
geçememiş. 20 yıldır yelken yapıyor. Yelkenciliğin nesilden nesle
geçtiğini, kendisinin de denizci bir aileden geldiğini
söylüyor.
Zeynep Beşerler ise 10 yıldır yelken sporuyla ilgileniyor. Beş yıl
Burçin Abi ve takımıyla yarışmış. Emir İçgören ile evlenince onun
takımına geçmiş.
26 aylık oğulları Kerem'in denize ilgisi olup olmadığını
soruyorum.
Annesi Zeynep Beşerler, Kerem henüz 40 günlükken tekneyle denize
açıldıklarını, Kerem'in de denizle ilgili olduğunu söylüyor. Tabii
yarışa giderken kendisini karada bırakıyoruz.
Bu arada teknenin içinde Kerem'in bebeklik fotoğrafları dikkat
çekiyor, ayrıca tişörtlerine de Kerem'in fotoğraflarını
bastırmışlar.
Çift yurt içinde ve yurt dışında beraber yarışıyor. Mesela bu yıl
Monaco'da ter dökmüşler. Oldukça tecrübeli olan çift, "Hafif havada
küçük tekne, sert havada büyükler daha şanslı" diyor.
Start verilmesine beş dakika kala herkes yerini alıyor. Zeynep
halatları sıkıyor, diğer yanda tramola (bir yelkenlinin rüzgara
karşı ilerleyebilmesi için yapması gereken zorunlu bir manevra
dönüşü) için hazırlıklar sürüyor. Bir yandan halatı bırakıyoruz,
öteki yandan sıkıyoruz.
Bir ara tekne yan yatıyor. Sonunda kendi kategorimizde birinci
oluyoruz. Ekip gibi ekiple yarışmak böyle bir şey olsa gerek;
mutluyuz, gururluyuz. Yarış sırasında birinciliğin verdiği mutluluk
ve keyifle, şen kahkahalar havada uçuşuyor. Öyle açık ara farkla
öndeyiz ki "Acaba Kalimnos'ta bir yemek yiyip öyle mi dönsek ya da
Gümüşlüğe mi uğrasak" diye konuşuyoruz kendi aramızda.
Emir İçgören'e "Yelken yarışlarında nasılız?" diye soruyorum,
kendisinden "Biraz geriyiz.
Artık uçan tekneler çıktı; Türkiye'de sadece bir tane var" yanıtını
alıyorum.
Üç gün boyunca süren festivalde SUP (stand up paddle board)
atölyesi gerçekleşti. Festivalin destekçilerinden Naviga dergisinin
genel yayın yönetmeni Tuba Noyan'ın yönetimindeki SUP yarışına da
katıldım. Festivalde test sürüşleri, kahvaltı ve yarış sonrası
partileriyle hem denizde, hem karada keyifli dakikalar yaşandı.
Beneteau sahiplerine özel olan festivalin şimdiden ikincisini
heyecanla bekliyoruz.
İyi ki yelkencileri düşünen festivaller var.
TÜRK-YUNAN DOSTLUĞUNU PEKİŞTİREN RALLİ
2000 yılından beri her iki yılda bir Setur Marinas
organizatörlüğünde düzenlenen Ege Yat Rallisi'nde 30 tekne
Bodrum'dan demir aldı. Yarın Setur Kaş Marina'da sona erecek olan
rallide, yelkenciler 31 saatlik seyirle 190 deniz mili kat etmiş
olacaklar. Ralli, amatör ruhların açık deniz ve filo seyri deneyimi
edinmesine büyük katkıda bulunuyor. Komodor Necati Zincirkıran'ın
önderliğinde, Bodrum Milta Marina'dan başlayan rotada, 30 tekne;
Kos, Kalymnos, Nsyros, Symi, Rodos ve Meis rotasını takip ederek
ralliyi Kaş Marina'da tamamlayacak. 8. Ege Yat Rallisi, destekçi
markaların da gücüyle, Türk- Yunan dostluğunu pekiştirmenin yanı
sıra deniz severleri buluşturacak ve amatör yatçılığın gelişmesine
de katkı sağlayacak.