15 Temmuz günü Beylerbeyi’ndeki miting alanındaydım. Birbirinden güzel insanlar gördüm. Adeta Yahya Kemal’in aşk ile tarif ettiği “Koca Mustâpaşa” ahalisi arasındaydım: “Çeşmeden her su içerken ‘Şükür Allah’a’ diyen… Ta Fetihten beri mümin, mütevekkil, yoksul”
Kıt kanaat geçinen ama Müslüman Türk’ün bin küsur yıllık direncini yüreğinde taşıyan…
Kudretini paradan puldan, mevki makamdan, giyim kuşamdan değil, sadece imanından alan…
Pek çoğu 15 Temmuz ihanetine karşı canlarını ortaya koymuş, kimi sakat kalmış, kimi en sevdiklerini istiklal için feda etmiş, güzeller güzeli bir insan seli…
Kaç tanesi ile kucaklaştık bilmiyorum. Çoğu zaman duygularıma hakim olmakta zorlandım. Çünkü vatan aşkının cisimleşerek göğsüme çarptığı bir başka an daha hatırlamıyorum.
Stadyumdan sahile doğru yürürken kendi kendime mırıldanıyordum: “Biraz önce kendi gözlerinle şahit oldun, Allah’ın bu topraklara en büyük hediyesi Müslüman Türk milletidir. Bu millete güven ve ona olan borcunu sakın unutma.”