Gaffar Yakınca Aydınlık Gazetesi

Bir tuhaf cenaze merasimi

Metin Uca’nın cenaze merasimi saçmalık derecesinde tuhaftı.Türk bayrağına sarılı halde bir tiyatro sahnesine yerleştirilmiş tabut, fonda Mozart’ın Türk Marşı, tabutu omuzlayan zabıtalar ve orta yerde...

20 Kasım 2023 | 6.449 okunma

Metin Uca’nın cenaze merasimi saçmalık derecesinde tuhaftı.Türk bayrağına sarılı halde bir tiyatro sahnesine yerleştirilmiş tabut, fonda Mozart’ın Türk Marşı, tabutu omuzlayan zabıtalar ve orta yerde dolanıp duran bir imam.
Cenaze törenlerindeki semboller önemsenmeli ise rezalet, önemsemeye gerek yoksa yine rezalet.
Uca’nın vasiyeti mi böyleydi bilmiyoruz ama, sebep ne olursa olsun, tabutun Türk bayrağına sarılmış olması yasaya aykırı. Çünkü yasaya göre canımızın istediğini Türk bayrağına saramıyoruz. Belki sembolik olarak tabutun üstüne bir bayrak örtülebilir ama tabutunuz bayrağa sarılması için yasada tanımlanan kişilerden biri olmanız lazım ve Uca bunlardan biri değildi.
Peki kimdi? Eni konu bir TV sunucusu idi. Yaşamının son on yılını ise aşırı derecede muhalif bir çizgide geçirdi. Muhalif derken siyasi bir ideolojiden veya düzene muhalefetten söz etmiyorum, Uca hiçbir zaman öyle biri olmadı, ana akım medyada sivrilmiş sıradan tiplerden biriydi. O çevrelerde eski saltanat kalmayınca, benzerleri gibi o da “muhalif” olmuştu. Yani muhalifliği artık bir moda haline gelmiş, “Erdoğan muhalifliğinden” ibaretti.
Bayrak vasiyette yok, yasaya da uygun değil. Peki imam?
İmam geleneklerimize uygun. Ama orada bir tartışma var. Çünkü Uca, katıldığı bir TV programında “ben öldükten sonra yakılmak istiyorum, küllerimi de İstanbul boğazına serpsinler” demiş. Aslında tam olarak öyle de demiyor, “yakılarak ölmek istiyorum” diyor da bu saçma sapan laf bir dil sürçmesinden ibaret. (Kimlere TV sunuculuğu yaptırıyoruz tartışmasını başka bir zamana bırakıyorum)
Aklıma ilk gelen TKP-İşçinin Sesi fraksiyonunun şefi İsmail Nihat Akseymen’in cenazesi oldu. Akseymen, (bizim bildiğimiz mahlası ile Rıza Yürükoğlu) sürgünde olduğu İngiltere’de ölmüş, vasiyeti uyarınca yakılan cesedinin külleri 23 Aralık 2001’de yoldaşları tarafından Heybeliada’dan denize dökülmüştü.
Aynı şekilde, Uca’nın bu s...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aydınlık’a veda 03 Haziran 2024 | 2.432 Okunma Deniz Akkaya ne söylemek istiyor? 31 Mayıs 2024 | 3.464 Okunma Nefret her zaman kaybettirir 29 Mayıs 2024 | 2.967 Okunma Sokak köpekleri bilgi notu 27 Mayıs 2024 | 1.812 Okunma Milletvekillerine Açık Mektup 22 Mayıs 2024 | 855 Okunma