Devlet Bahçeli, Ankara
Emniyet müdürlüğünde
patlayan skandalı kast ederek “bu bir darbe girişimidir” dedi. İlk
kez bir siyasetçi tarafından adı konulmuş oldu ve aklımızda deli
sorular dönmeye başladı…
Böylesine büyük kapsamlı bir girişimden “kazara” haberdar olmamız
ne tuhaf!
Söz konusu kumpas hareketi nerdeyse bir yıl önce gündeme gelen bir dava ile başlamış. O günden bugüne devletin ilgili birimleri ne iş yapıyordu? Firari FETÖ’cüler, Alman ajanları Youtube üzerinden manipülatif bilgiler yayarken kimseler de dönüp sormadı mı “bu adamlara bu dosyaları kim servis ediyor” diye?
Ortada birbirini tutmaz bin tane veri varken, olay yavaş yavaş
büyüyüp bir skandala dönüşürken siyasetten, bürokrasiden, basından
bir Allah kulu da çıkıp neden bu şaibelere dikkat çekmedi? Türkiye
Cumhuriyeti hükümetini savunmak bu kadar zor bir iş miydi? Olay
büyüdükten, daha fazla bakan ve bürokrat da komplonun içine
sokulduktan sonra bile sessizliğini koruyanların olması biraz tuhaf
değil mi?
Bahçeli, açıklamasında diyor ki “bu girişim, birkaç emniyet
müdürünün açığa alınması ile geçiştirilemez”…
Peki o zaman emniyet müdürlerinden daha fazlası kim? Bu darbe girişiminin başka nerelerde uzantıları var? Ve en önemlisi komuta merkezi neresi?
Nedim Şener, FETÖ benzeri
örgütlenen bazı dini gruplara dikkat çekiyor. Bu tip yapılar bu
işlerde görev almış olabilirler. Bahçeli ise haşhaşiler diyerek
doğrudan FETÖ’yü ve Amerikan aparatlarını işaret ediyor.
Anlaşıldığı kadarı ile bu komplo, birden çok grubun kullanıldığı
bir tür hibrit operasyon olarak tasarlanmış.
Soruşturma, biraz şans eseri olsa da başladı. Ama insanların
aklındaki soru işaretleri azalmak bir yana daha arttı. Bu işin aslı
astarı nedir, ucu nereye dayanacak, Bahçeli dışındaki siyasetçiler
ne zaman konuşacak, herkes bunları bekliyor…
Takım tutmam, futboldan anlamam. Ama futbolun siyasetinden, yönetiminden, dengelerinden anlarım. Çünkü futbolun sadece futbol olmadığını iyi bilirim.