35 yıl boyunca kimsesiz yaşamış bir insanın öz babasını bulmak için gösterdiği çaba ile alay etmek, “benim sağlıklı bir cinsel hayatım var” diyerek kıkırdamak için ne düzeyde bir kötülük gerekir?
O kıkırdamalara şuh kahkahalar ile eşlik edip, “ay ilahi evet teke gibi adamsın senin şeyinin hesabını mı tutacağız” diyebilmek için ne tür bir kalpsizlikle yoğrulmuş olmak gerekir?
Bu rezil tiyatroyu izleyip tepki vermemek, gönül rahatlığı ile “..spular adama iftira atıyorlar” diyebilmek için nasıl bir kara vicdan gerekir?
Yıllarca gizli kameralarla, gizli ses kayıtlarıyla sözde gazetecilik yapıp konu kendisine gelince “yayın yasağı” getirtmek için nasıl bir ahlak anlayışına sahip olmak gerekir?
Yetimhanede büyümüş dört kız kardeş biyolojik babalarını arıyorlar. Bir insanın “benim annem babam kim” diye sormasından, bu temel hakkın peşine düşmesinden daha meşru ne olabilir?
Sabahtan akşama herkese ahlak pazarlayan çağdaş yaşam dümbelekleri neden suskun? Burada bir insanlık dramı yok mu? Burada bir kadınlık dramı yok mu?