Okullar açıldı, vatandaş özellikle ulaşım konusunda çaresiz. Servis fiyatları el yakıyor, İstanbul’da aynı ilçe içinde okula gidip gelen bir öğrencinin aylık servis gideri 2 bin lirayı buluyor.
Gerçi servise binmese ne olacak? “Ulaşımı öğrenciye bedava yapacağım” vaadiyle İstanbul’u kazanan İmamoğlu, zam üstüne zam yaptı. Öğrenciye ücretsiz ulaşım da Bay Başkan’ın seçim palavraları arasına katılmış oldu.
Daha beteri, paranızla da bir yerden bir yere ulaşmanız pek
mümkün olmuyor. Şehrin trafiğini anlatmak için kelimeler yetersiz
kalıyor. Tıkalı desek, tıkanan şeyin açılma ümidi olur. Kilit
desek, her kilidin bir anahtarı bulunur. İstanbul trafiği,
şehircilik tarihinde “kent faciaları” bölümünde yer alacak gibi
duruyor.
Tabi, bu gidişle ortada kent diye bir şey kalırsa! Şehrin her yanı
bakımsızlıktan dökülüyor, ağaçlar kuruyor, çiçekler sökülüp
atılıyor, belediye kahveleri kapatılıyor, yollar delik deşik, Haliç
kokmaya başladı, çöpler düzgün toplanmıyor, musluklardan çamur
akıyor…
Zaten trafiğin bu denli kötü olmasının sebebi de bu genel manzara ile ilgili. İstanbul trafiğinin nefes alabilmesi için şehre her yıl yüzlerce kilometre yol döşemek, tüneller, viyadükler yapmak gerekiyor. Bu anlamda dört yıldır yapılmış hiçbir şey yok.
Toplu taşıma sistemi ise felç olmuş durumda. Gün geçmiyor ki bir
otobüs yanarak veya kaza yaparak servis dışı kalmasın. İETT’nin
parkları otobüs mezarlığına dönüşmüş halde. Sebebi bakım
ihalelerinin doğru düzgün yapılmamış olması. Yandaş şirketlere dair
skandallar ayyuka çıkıyor.
Metronun durumu otobüslerden beter. İstasyonlarda su sızıntıları,
hatta yer yer dökülmeler, yıkıntılar var. Sistem o kadar sık arıza
yapıyor ki bir yere metro ile gidecekseniz kesin varış saati
söyleyemiyorsunuz. Yolcuların tünellerden yürüyerek duraklara
ulaştığı oluyor. Bu, dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile
görülmeyecek bir manzara.
Metroların yürüyen merdivenleri, asansörleri sürekli bozuk.
Aralarında tamiratı yıllardır devam edenler var. Şaka yapmıyorum,
bir yürüyen merdiven tamiratını bir yılda bitiremeyen bir belediye
ile karşı karşıyayız!
Çünkü Bay Başkan’ın ve ekibinin umurunda değil. “Salla bir yalan
nasılsa tutar” kafası ile devam ediyorlar. Bu iş de güya
sabotajcıların başının altından çıkıyormuş, yürüyen merdivenlere
sabotaj yapılıyormuş. Sabotaj dedikleri de merdivenin düğmesine
basılması! Bir de video çekmişler, bir tip düğmeye basıp kapatıyor,
oradan geçen bir teyze iki saniye içinde geri basıp çalıştırıyor.
Olayın ajans oyuncularına yaptırılmış bir kurgu olduğu o kadar
belli ki.