Eros isimli talihsiz kedinin bir insan müsveddesi tarafından
nasıl işkence edilerek, dövülerek öldürüldüğünü gördük. Adam, el
kadar kediye adeta bir canavar, bir düşman muamelesi yapıyor,
tekmeliyor, ayakları ile eziyor. Zavallı hayvan, aldığı darbeler
sonucu korkunç bir şekilde can veriyor….
Eros, o sitede doğmuş, orada büyümüş, çimenlerde böcek kovalamış,
sıcak kaportaların üzerinde uyumuş, sırf varlığı ile siteye
güzellik katmış bir kedi. Oradaki çocuklar ile arkadaş olmuş,
oradaki büyüklerin bacaklarına sürtünüp içtiği suya, yediği mamaya
teşekkür etmiş, hülasa “o muhitin sakini” olmuş bir hayvan.
Üzülmemek, isyan etmemek elde değil. Nitekim vicdan sahibi herkes
ayağa kalktı, katilin cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, Eros’un
katili İbrahim Keloğlan’a “iyi hal indirimi” de yaparak 1 yıl 6 ay
hapis cezası verdi. Daha önce sabıkası olmadığı için ceza geriye
bırakıldı. Yani bu barbarlığı yapan adam elini kolunu sallayarak
dışarı çıktı!
Yasamıza göre ev hayvanını/sokak hayvanını öldüren kimse, 4 yıla
kadar hapis cezası alıyor. Nedense mahkeme, katile pek müşfik
davranmış, cezayı en alt sınırdan kesmiş. İbrahim Keloğlan,
savunmasında “o gün kısır olduğunu öğrendiği için sinirlerinin
bozuk olduğunu” söylemiş. Kimsenin kendi zürriyetindeki bir arıza
sebebi ile başka bir canlıyı öldürme hakkı yok. Diyelim ki
psikoloji bozuk olduğu için önüne çıkana birine bulaşacak, neden
saldırmak için bir insanı değil de kendisinden kaçamayacak bir
hayanı seçiyor? Hadi diyelim saldırdı, neden bir tekme atıp
bırakmıyor? Video görüntüleri mevcut, katil, Eros’u kasten ve altı
dakika boyunca işkence ederek öldürüyor. Mahkemenin şu basit
mantısı kurmamış olması çok üzücü, çok düşündürücü.
İnsan ve hayvan yaşamını savunan binlerce kişi şu anda davayı takip
ediyor. Adalet Bakanlığı da “savcımız karara itiraz etti” diye
açıklama yaptı. Sonucunu bekleyip göreceğiz.
Biz, konuşmamız gereken asıl noktalara gelelim.
Birincisi, Türkiye’de hayvana yönelik şiddet çok ciddi bi...