İstanbul Göztepe’de bir dönerci. 180 gram döner ve bir bardak ayran için ödenen hesap 395 TL. Yani yaklaşık 14 avro.
Atina’da Yunanistan’ın döneri diyebileceğimiz suvlaki kebap, yanında bir içecek ile beraber 5 avroya satılıyor. Fiyat, Göztepe’deki döner menünün üçte biri. Üstelik suvlaki, bizim çöp şişe benzeyen, dönerden çok daha fazla et içeren bir yiyecek. Bir porsiyon suvlakinin maliyeti bir porsiyon dönere göre en az yüzde 50 daha fazla. Buna rağmen suvlaki dönerden ucuz!
Devam edelim, Yunanistan’da turistik bir balık lokantasında altı kişilik içkili bir masada ödenen rakam 90 avro. Kişi başı fiyat 15 avroya denk geliyor. Yani Göztepe’deki sokak arası dönercinin menüsü ile aynı!
Peki İstanbul’da öylesi bir yemek, kişi başı ne tutuyor dersiniz? Ortalama 1.200-1.500 lira, yani en az 40-50 avro. Vale mafyasına zorunlu olarak verdiğiniz 150-200 lirayı saymıyorum.
Birisi sokak yemeği diğeri lüks akşam yemeği. Üç aşağı beş yukarı aynı nitelikteki yemekler, Türkiye’de Yunanistan’a göre 3 kat daha pahalıya satılıyor.
Neden peki? Türkiye daha zengin olduğundan mı dersiniz?
Rakamlar hiç de öyle söylemiyor. Yunanistan’ın kişi başı milli geliri 20 bin doların üstünde. Bizimkisi 9 bin 600 dolar. Yani Yunanistan’da ortalama hane halkı bizden iki kat fazla kazanıyor. Bu mantıkla bakınca, Yunanistan’daki fiyatların Türkiye’den daha yüksek olması gerekirdi. Örneğin bizde döner menü 14 avro iken Yunanistan’da 20-30 avro olmasını normal karşılayabilirdik. Oysa tam aksine onlarda 5 avro. Bu ne demek biliyor musunuz? Türkiye’de yeme içme, Yunanistan’a göre 4 ila 6 kat daha pahalı! Ne zengin memlek...