Körfez krizi son bir haftada tedrici bir şekilde boyut ve nitelik değiştiriyor. Katar'ın 2014 yılında yaşadığı kriz, hedefi Katar'ı terbiye etmek ve dış politikasıyla medyasını hizaya sokmak olan diplomatik bir krizdi. 2017 yılında yaşanan ise terbiye etmenin çok ötesine geçmiş bir girişimdi. Son krizin temel hedefinin rejim değişikliği mi yoksa rejim üzerinde vesayet kurulmasının mı teşkil ettiğini kestirmek güç. Bunu ancak bu planı yapan aktörlerin ileride yapacağı açıklamalar veya yazacağı hatıratlarında tam olark öğrenebileceğiz. Fakat yöntem ne olursa olsun bu operasyondan umulan sonuç, Katar'ın dış, güvenlik ve medya politikasında tam bir makas değişimine gitmesi ve tamamıyla Suudi Arabistan'la Birleşik Arap Emirlikleri'nin yörüngesine girmesi oluşturmaktaydı. Öyle görünüyor ki bu operasyona girişen aktörler başlangıçta benimsedikleri hedeflerini revize ediyorlar. Kriz, vesayet kurma operasyonundan taviz koparma girişimine evriliyor. Zaten hem Suudi Arabistan hem de Birleşik Arap Emirlikleri Katar'dan bulunacakları taleplerin listelerini yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade ettiler. Yani krizde pazarlık dolayısıyla da taviz koparma aşamasına geçiyoruz.