Aynı sürecin bir parçası olarak iktidar, muhafazakarları da merkeze taşıyordu. Bu durumun yarattığı toplumsal dönüşüm ile sosyolojik ve siyasal eşitlenme hali hem iktidar, hem muhafazakarlar hem de Türkiye için hayırlı bir sürece işaret ediyordu. Fakat gün geçtikçe, AK Parti’ye oy vermenin gerekçesi o kadar net olmamaya başladı. Tam aksine bu oy verme siyasi ve ahlaki bir yük taşımaya başladı. İktidar, Türkiye’ye, 80’lerin ve 90’ların kamu vicdanında mahkum olmuş kötü hafızalarını ve deneyimlerini tekrardan yaşatmaya başladı. Adeta geride bırakılması ümit edilen bir korku filmi yeniden başa sarıyordu.