ABD’de olağanlaşmaya başlayan fakat aslında tarzı itibariyle olağanüstü bir görev değişimi oldu. Trump, twitter aracılığıyla Tillerson’ı görevden aldığını, yerine Pompeo’yu dışişleri bakanı olarak atadığını duyurdu. Aslında bu Trump Amerika’sıyla alakalı kanıksanmaya başlayan bir manzarayı teşkil ediyor. Normların, kuralların ve kurumların içi teker teker boşalıyor. Trump tarzını sadece iç politika başlıklarında değil dış politika yaklaşımında da açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kurumsal ittifaklar, geleneksel müttefikler ve tarihsel bağlar Trump’ın tahayyül dünyasında pek birşey ifade etmiyor. Bu başlıkları daha normatif daha jeopolitik bir bakış açısıyla değerlendirmekten ziyade onları sadece ekonomik bir getiri-götürü hesabı üzerinden değerlendiriyor. Trump, NATO’ya da NAFTA’ya da böyle bakıyor. Trump, sadece Türkiye için değil global bir problem alanını temsil ediyor. Her ne kadar Trump, sistemdeki yanlışlıkların ve aksaklıkların bir sonucu olsa da aldığı kararlarla yeni ve bazıları da sistemik olan problemlerin de sebebi oluyor.