Sevr sendromuna benzer bir şekilde, Türkiye'nin artık bir Suriye sendromu var. Siyaseti ve dış politikayı şekillendiren bir sendrom bu. Haliyle bu durum, ilgili politika başlıklarında sağlıklı kararlar alınıp daha uzun boylu düşünmeyi engelleyen bir durum ortaya çıkarıyor. Suriye'yle alakalı yapılan birçok tartışmanın dayandığı psikolojik zemin bu sendromu açık bir şekilde dışa vuruyor. Bu da Suriye'yi rasyonel bir zeminde tartışmanın imkanlarını ortadan kaldırıyor. Zaten konuyla alakalı tartışmalar bugüne kadar hep ifrat ve tefrit kıskacında cereyan etti. Suriye krizinin çözümü için Esad'la görüşülmeli tezini savunanlar benzeri bir savrulmayı temsil ediyor. Bu tez iktidarın çeperlerinde dillendirilmeye, muhafazakar medyada ya doğrudan ya da dolaylı bir şekilde yazılıp çizilmeye başlandı. Aslında Türkiye, Esad rejimiyle zaten görüşüyor. Tabii ki dolaylı olarak.