Gazete, Toskana’dan Sicilya’ya, zeytincilik yapan İtalyan aileleriyle kapsamlı röportajında çiftçilerin kuraklıkla ilgili deneyimlerine yer veriyor. Ailesi sekiz nesilden beri zeytincilik yapan bir çiftçi “Zeytinyağı deyince ilk akla gelen Akdeniz çanağı korkarım bu üstünlüğünü önümüzdeki yıllarda Kaliforniya, Avustralya, Yeni Zelanda’ya kaptıracak” diyor.
İtalya son yıllarda aşırı kuraklık nedeniyle 2000-2010 yıllarına oranla yüzde 20 daha az mahsul alıyor. İspanya, Yunanistan’da kuraklık nedeniyle aynı durumla karşı karşıya. Kendisini “Zeytinyağı’nın Başkenti” diye tanıtan Ayvalık’ın iklim değişikliğinden etkilenmemesi mümkün mü?
Ayvalık Hasat Günleri’nin bu yılki sloganı “Ulusal Değer Zeytinyağı, Hedef Bütün Dünya”. Çoğrafi işaretini alan, bunu AB’de tescil etme hazırlığında olan Ayvalık dünyaya açılırken iklim değişikliğinin tetiklediği kuraklık faktörünü bir kenara atamaz kuşkusuz.
Ayvalık çiftçisinin iklim değişikliği karşısında neler yaşadığını Kürşat Zeytinyağı’nın dördüncü kuşak temsilcisi Ali Kürşat’a sordum. Hasat döneminde neredeyse günün 16 saatini zeytinliklerde geçiren Ali Kürşat bire bir yaşadıklarını anlatıyor. “Artık dört mevsim yaşamıyoruz. Zeytin ağacı için elzem olan ilkbahar ve sonbahar yok oldu gibi. Akdeniz tropikal iklime kayarken bizim bölge de bundan nasibini alıyor. Ya kuraklık ya da aşırı yağış durumu var” diyor. Bir gecede tüm yıl yağması gereken yağmurun üçte biri yağabiliyor örneğin. “İtalya gibi bizde alıştığımız rekoltenin yüzde 20 eksiğini alıyoruz kimi yıllar. Bakımlı bir ağaçtan 80 kilo ürün almayı hedeflerken ancak 60 kilo alıyorsunuz” diye konuşuyor. Bu yıl nisan ayından sonra temmuzda geçici bir yağmur ve ardından ekim ayına kadar yağışsız günler yaşadıklarını anlatıyor.
Bu yıl yüksek rekolte beklentilerine karşılık zeytin taneleri henüz küçük ve hayli buruşuk.