İstanbul’da, 8-12 Kasım tarihlerinde “Tasarım Haftası” (Design
Week Turkey) etkinliğini düzenleyen Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM), Unesco’nun 10 gün kadar önce İstanbul’u
‘Tasarım Şehri’ ilan ettiklerinden acaba haberdarlar mı?
Kesinlikle değiller.
Zira haberdar olmuş olsalardı İstanbul sokaklarında, tasarım
haftasında “Tasarım Şehri İstanbul” ilanlarından geçilmezdi.
“Tasarımın potansiyelinin” konuşulduğu bu etkinliğe İstanbullu
olarak daha çok anlam verirdik.
Unesco’nun “Yaratıcı Şehirler Ağı” kapsamında İstanbul’u “Tasarım
Şehri” unvanı layık gördüğünü hiç birimiz bilmiyoruz.
Çünkü Unesco’ya dosyayı sunan İstanbul Turizm Atölyesi’nin bağlı
olduğu İBB bizlere bu şahane haberi duyurmadı ya da duyuramadı.
Oysa geçtiğimiz yıl Gaziantep yine “Yaratıcı Şehirler Ağı”
kapsamında “Gastronomi Şehri” ilan edildiğinde hepimiz
duymuştuk.
Gaziantep adına ne kadar gururlanmıştık. Belediye Başkanı Fatma
Şahin de bugüne kadar, her fırsatta bunu övünçle dile getirir,
şehrin tanıtımı için ne kadar önemli olduğunu vurgular. İstanbul
neden Gaziantep gibi bu unvanın tadını çıkartmasın değil mi?
Peki unvana nasıl sahip olduk?
Unesco başarısını, Kadir Topbaş görevinden ayrıldıktan sonra istifa
eden İstanbul Turizm Atölyesi Direktörü Tülin Ersöz ile ekibine
borçluyuz.
Unesco’ya dosya sunmak için 7 ay aralıksız çalışarak 70’in üzerinde
toplantı gerçekleştiren ekibe İstanbul Kalkınma Ajansı’yla birlikte
destek verenler arasında hangi isimler var?
...