Gökhan Dağıstanlı Elmaelma

Mutluluk bahsi!

Nasılsın değil, naber değil, iyi misin değil, nasıl gidiyor değil... Mutlu musun? Bu soruyu duyduğu anda kendini sorgulamaya başlıyor insan. “Mutlu muyum?” diye heceliyor yavaşça önce. Cevap vermek için zaman...

23 Şubat 2018 | 294 okunma

Nasılsın değil, naber değil, iyi misin değil, nasıl gidiyor değil... Mutlu musun?

Bu soruyu duyduğu anda kendini sorgulamaya başlıyor insan. “Mutlu muyum?” diye heceliyor yavaşça önce. Cevap vermek için zaman kazanıyor. Gözlerinin kilometrelerce uzağa gidişine tanıklık ediyorsun o sırada. Çünkü gözüyle göremeyeceği bir şeyi arıyor. Sonra soran kişiyle olan samimiyet durumuna göre bir cevap organize ediyor ki bu bizim konumuz değil. Asıl önemli olan bunu düşünmeye başlıyor. Üzerinde düşünmek, olmadığını anlamak için çok iyi bir başlangıçtır.

 Peki sen mutlu musun?

Mutlu gözükmenden bahsetmiyorum. Hepimizin var bir mutluluk maskesi ben de biliyorum. Sabah kalkıp “günaydın” derken insanlara suratımıza oturttuğumuz kocaman bir gülümsememiz var. Ya da bangır bangır çalan bir müzikte sağa sola sallanırken kırık bir tebessüm takıyoruz hepimiz dudaklarımıza. Bunların hepsini bir kenara bırakıp düşün: mutlu musun? Mutluluk bahsi açıldığında, hep taleplerin geliyor aklına değil mi? Karşılanan ve karşılanmayan taleplerin. Şu an başkasından bahsettiğimi düşünüyorsun. Hayır sevgili okur, senden bahsediyorum. Sen de herkes gibi mutluluğu bir başkasının getirmesini bekliyorsun. Seni, bir başkası, bir şey, bir olay mutlu etsin diye bekliyorsun. Heyhat! Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Bir isteğin gerçekleşince dünyalar senin olur sanıyorsun ama olmuyor. Avuç içi kadar mutluluğu bir saatten az sürede tüketiyorsun. Oysa hüznünü, kederini aylara yıllara sığdıramıyorsun.

Tüm mutluluk serüvenini başkalarına bağlamışsın. Bu konuda tam bağımlı yaşıyorsun. Mutsuz olman hep an meselesi bu yüzden. Dışarıdan bakanlar için tastamamsın. Yaklaşıkça göze batıyor kalbinden kopan parçacıklar. Yaşadığın hayal kırıklıkları bakışlarını şekillendirmiş, derinden bakan anlıyor. Oysa neler olmasını isterdin şu hayatta. Bir de şu başına gelenlere bak. Sahi neler olmasını isterdin? Yani bununla ilgili ciddi bir planın oldu mu? Şöyle detaylarıyla bir yaşam projesi çizdin mi kendine? Tam ortasına mutlu bir “sen” koydun mu? İçinden gelen ses, istediklerinle mutlu olacağını söylüyor mu? Sahi sen mutlu olman için ne istemen gerektiğini kendinden duydun mu? Kendini öylesine tanıyabildin mi? Ruhunun yüzünü nelerin güldürdüğünü keşfedebildin mi?

Kendinden memnunsan, yaşadığın hayattan memnun değilsin, hayatın aslında güzel gibiyse kendinden mutlu değilsin. Tutup değiştirmeye kalkıyorsun hangisinden hoşnut değilsen. Biri değişirken diğeri aynı kalsın istiyorsun, olmuyor. Ne kendini yaşamdan ayırabiliyorsun, ne yaşamı kendinden. Ayıramazsın zaten ama uyumlayabilirsin. Beyhude bir çabayla ya çok detayda ya çok yüzeyde boğuluyorsun. İçinden gelen sesi dinlemiyorsun çünkü, bütün kafa karışıklıkların bu yüzden.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendime notlar! 13 Aralık 2018 | 6.305 Okunma Yazıklar Olsun! 29 Kasım 2018 | 160 Okunma Denge 06 Kasım 2018 | 217 Okunma Masumduk hepimiz! 25 Ekim 2018 | 165 Okunma Çağ yangını 16 Ekim 2018 | 150 Okunma