1974 Temmuz ayı. O esnada 18 yaşında bir milli voleybolcu olan abimin de içinde olduğu takım, bir Balkan ülkesindeki maçtan gece yarısı uçakla dönecek. Tam Kıbrıs Barış Harekâtı gecesine denk gelmiş. Gündüzden evlerin lambalarının söndürülmesi ve siyah kâğıtla kaplanması gerektiği söylenmiş. “Karartma var” deniyormuş buna. Bir yandan savaş uçakları kalkıyor, bir yandan annem eli ayağı titreye titreye uçakla karartma olan bir şehre dönecek 18 yaşındaki oğlunu bekliyor. Abim sağ salim geliyor ama kim bilir o gece ve sonrasındaki günler kaç anne evladını şehit verdiği için gözyaşı döküyor.