O onu destekliyor, bu berikine düşman. Bir iktidar savaşı dönüyor. O karakter demiş ki “Şahsım hakkındaki bu dedikoduyu filanca yaydı”. O filanca karakter de hemen cevap vermiş: “Kendisi şöyle kaba, sıradan ve iftiracı”!
24 Haziran gecesinden beri CHP’nin iç vaziyeti konuşuluyor. Dizi olsa şimdiye sıkılmıştım yemin ederim! Yazın, ekranda iyi bir şey yokken bile çekilmez.
Yahu siz koskoca partisiniz? Bir kendinize gelin! Zayıf entrikalar, basit dedikodular, hakaretler... Biz sizin içeride ne kavgalar ettiğinizi, kaça bölündüğünüzü, ne gıybet yapıp ne yaşadığınızı bilmek zorunda mıyız?
Bu aklı başında, sağlam bir şirketin başına gelmesinden en korktuğu şeydir. Değeri düşer zira. “CEO ile CFO arasında tartışma var” cümlesi bile derhal yalanlanır, sistem ve işbirliği tıkır tıkır işliyor açıklaması yapılır, bunun için halkla ilişkiler çalışmaları yapılır.
Bırakın şirketi. Bir film, bir dizi yaparken, sette iki oyuncu birbirine girse “Her yaratıcı işte olan stres ve yoğunluk kaynaklı fikir ayrılıkları, biz bir aileyiz, işimizi seviyoruz, keyifle çalışıyoruz” diye dışarıya renk verilmemeye çalışılır.
Yahu bakkal dükkânı işleten iki kardeş olsan, kavga ederken içeri müşteri girse hemen susar, gülümseyip çaktırmazsın.
Siz siyasi partisiniz arkadaş. İsmi duyulsun diye kavga haberi çıkaran çiçeği burnunda popçu, medya ilişkilerini yürütemeyen, özel hayatını kabak gibi açan 20’lik dizi oyuncusu değilsiniz! Bir şirketten, film setinden, bakkaldan da mı ilham almadınız? Bize ne sizin iç kavgalarınızdan? Görmüyor musunuz üzerinde tepiniliyor! Görmüyor musunuz, ülkedeki magazine bu yaz selülitler değil siz yön veriyorsunuz!