Bu yıl yılbaşı kutlamaları yasak. Beyoğlu, Beşiktaş ve Şişli’de
kutlamalara, konserlere vesaireye yasak getirildi. Güvenlik
açısından sakıncalı olduğu ifade edildi.
Sonra da okullarda yapılacak etkinlik ve kutlamaların yasaklandığı
duyuruldu. Sanırım bu güvenlik sebepli değil. ‘Çocukların, misal,
birbirine çatapat hediye etmesi sebebiyle ortaya çıkacak olası
kazalar’ filan gibi bir gerekçe belirtilmemiş.
Kanımca devlet görevlileri hep orta yaşta ve kimse bir yıl daha
yaşlandığını tekrar tekrar duymak ve bu gerçeğin altının
çizilmesini istemiyor! Ben başka açıklama bulamıyorum ve bu
yasaklara katılıyorum. Kimse vatandaşın ihtiyarlamasını göbek
atarak, kutlayamaz arkadaş! Herkesin yaş almasından kimse
neşelenemez! Şu “Bir yıl daha bitti, heyoo, zaman hızlı geçiyor”
coşkusuna son derece karşıyım. Devlet ne yaparsa onda derin, ince
manalar vardır, ama anlayana.
Ayrıca bu milletteki bitmeyen gülmece merakı, yaşam sevinci,
tencere tıkırtısına oynama sevdası da sinirimi bozuyor! Başımıza
gelmedik kalmadı, hâlâ bir coşku. Biraz ağır olun lütfen! Bu akşam
için önemli uyarılarım var! Lütfen adam gibi okuyun ve harfi
harfine uyun, asabımı bozmayın!
*Kesin kuruyemiş almışsınızdır eve! Fındık fıstık yerken gürültü
çıkarmayın. Ağzınızla çatada çutada yapmayın. Fındığı havaya atıp
ağızla tutmaya çalışmayın. Leblebiyle misket oynamayın. Neyin
güleryüzü, neyin mutluluğu bu? Söyleyin neye gülüyorsanız, hep
beraber gülelim! İlla kuruyemiş yenecekse, bakışlarınızı yere
indirin, derin derin düşünerek, fındığı fıstığı tek tek ağzınıza
atıp katırdatmadan efendi gibi yiyin. Yakışan budur.
*Efendim tavuğun, hindinin lades kemiğini kırıp lades tutuşmak. Yok
birbirinin elinden tabak, bardak, hediye almamak, veya
alırken...