ŞU şahane ülkede ne kadar kızgın, ne kadar şiddete meyilli insanlar haline geldik farkında mısınız?
İki ünlünün yaşadığı olaydan yola çıkıp yazmıyorum bu yazıyı. (O konudaki fikrimi zaten tahmin edebilirsiniz, şimdilik sadece reklamları konusunda tereddütsüz karar veren markayı hararetle tebrik etmekle yetineyim.) Ama farkındaysanız sokakta, evde, sosyal medyada, ekranda artık şiddet hep başrol!
Kendi sektörümden başlayayım mı? Çok ileri gitmeyin, 10-15 yıl önce ‘Kurtlar Vadisi’nde ne çok insan ölüyor sohbeti dönerdi. Şimdi dizilerin yüzde doksanında hikâyelerin çoğu tehdit, yaralama, dövme, vurma, öldürme üzerine. Dizilerdeki haftalık ölü sayısının toplamını hesaplamak imkânsız gibi. Kadına şiddet ise zaten en sık kullanılan temalardan. İlginçtir, bir komedi dizisinde “salak” gibi masum bir kelime birkaç defa kullanıldığında biri ‘bip’leniyor. “Kıç” kelimesi yasak örneğin. Votka, şampanya demek; bir düğün sahnesinde bile içki bardağı göstermek yasak. Ama dizi hikâyelerinde kadın dövmeye, adam bıçaklamaya, silah sıkmaya, insan öldürmeye getirilen bir yasak, sınır, kural yok!
Senaristler de ruh hastası değil tabii. Toplumda ne varsa, ne konuşuluyor ve yaşanıyorsa onu yazıyorlar ister istemez.
Sosyal medya bile ilk günlerine göre ne kadar agresif farkında mısınız? En sakin, en ılımlı fikrin altında kavga edenlerin üslubu, birbirlerine ettikleri hakaret, küfür ve tehditler tüyler ürpertici değil mi?
Kadına şiddet memlekette temel problemlerimizden biri haline geldi. Ne oldu da bu kadar yaygınlaştı?
Çocukların gördüğü eziyet zaten üzerinde soğukkanlılıkla yazılamayacak kadar acı.