TAKSİCİLER Uber’cilere kızgın.
Ama, “Şu şu konularda haklarımız çiğneniyor, mağdur oluyoruz,
bununla ilgili hukuki yaptırımlar ve eşit haklar talep ediyoruz”
tarzında bir söylem, artık ülkenin ikliminde çok demode tabii.
Onun yerine taksicilerin dernek başkanı, “Onları ülkemizde
istemiyoruz” diyor ve “Adalet farklı bir karar verirse sabrımız
taşar” diye ekliyor.
Son yıllarda istediğini yaptırmanın biçimi özünde bu. ‘Onlar,
işimize gelmeyenler, bizim gibi olmayanlar, sevmediklerimiz ülkeden
gitsin’, bir. ‘İstediğimiz olmazsa ne kötülükler yaparız nasıl
saldırırız siz düşünün’, bu da iki.
‘Şaşırma, sabrımı taşırma’ devrinde hayatımın en güzel yaşlarını
geçiriyorum iyi mi? Son yıllarda yarı şaka yarı ciddi söylenen,
slogan atılan bu kalıbın tercümesi nedir? ‘Benim istediğim tarz ve
kalıbın bir milim dışına çıktığın anda, hak hukuk bilmem, seni fena
yaparım!’
Bir kazada hayatını kaybeden gencecik insanların arkasından edilen
çirkin sözlerin de kökü burada aslında. ‘Bizim gibi değillerdi, o
zaman başlarına gelen her kötülüğe seviniriz!’ Yani, ‘şaşırdılar ve
tabii böyle oldu!’ Sevilen sanatçılar hastalandığında da artık
zarif geçmiş olsun mesajlarının yerine, sanatçının siyasi duruşunu
beğenmeyenlerden, “Oh iyi olmuş”lar okuyoruz dehşet içinde. ‘Oh iyi
olmuş, çünkü benim gibi düşünmüyordu ve tamı tamına benim gibi
olmayan herkesin başına çok kötü şeyler gelmeli!’
Büyük bir kafa karışıklığı. Bu ülke, tarihinin en büyük ahlaki
çöküşünü yaşıyor kanımca. Sana dokunmamış, hiçbir suçu olmaya genç
insanların kazada ölmesine alkış tutmaktan, ar...